Küresel Bir Problem: Gıda Kayıpları
Yazan: Dilara Azaplar Yıldız, Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları Editörü*
Dünyada her yıl yaklaşık olarak 1.3 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Türkiye’de bulunan yaklaşık 24 bin gıda işletmesinin yanı sıra toplum tarafından tüketilen ve atık olarak çöpe giden gıdaların oranı ise yüzde 55’in üzerinde. Birleşmiş Milletler’in hazırlamış olduğu son verilere göre dünyada 1 milyar 20 milyon insan açlık sınırının altında yaşıyor.
Toplumun temel ihtiyacı olan gıda, insanların varoluşu ve işlevselliği için hayati önem taşıyor fakat beslenme alışkanlıklarımız ve tutumlarımız sadece bizim yaşamımızı etkilemekle kalmıyor. Çevreyi, ekonomiyi ve toplumu bir bütün olarak etkileyen gıda; kayıp ve atıklarla birlikte, çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliği tehditte doğrudan rol oynuyor. Küresel nüfusun 2011 yılında 7 milyarı aşması ve 2050 yılında 9.7 milyara ulaşması durumunda, nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için 100 milyon hektar daha tarım alanına ihtiyaç duyulacak. Daha fazla insanı beslemenin yanı sıra, artan ekonomik gelişmelerle birlikte daha fazla tüketim yaşanması ile birlikte yüzyılın ortalarına kadar %50-70 oranında bir gıda talebine yol açacağı öngörülmekte. Çevresel açıdan gıda kayıp ve atıkları gereksiz sera gazı emisyonlarını, boşa harcanan toprağı ve suyu temsil etmekte. Küresel olarak 2009’daki gıda kayıp ve atıkları yaklaşık 3,300-5,600 milyon metrik ton sera gazı emisyonundan (karbondioksit eşdeğeri) sorumlu. Gıda kayıp ve atıkları yıllık tüketilen 173 milyar metreküp su tüketimiyle ilişkilendirilmekte ve bu da tarım için kullanılan bütün suyun %24’ünü temsil etmekte. Bu kaybedilen ve atılan gıdaları yetiştirmek için kullanılan tarlaların miktarı yıllık 198 milyon hektar anlamına geliyor (Meksika büyüklüğünde bir alan). Bu kaybedilen ve atılan gıdaları yetiştirmek için kullanılan gübrenin miktarı yıllık 28 milyon ton. Sayısal etkilerin ötesinde, çevre ve ekosistem hizmetleri de kaybedilen gıdaların üretiminde kullanılan kaynaklardan dolayı olumsuz şekilde etkilenmekte.
GIDA KRİZİ İLE YAŞAYACAKLARIMIZIN PROVASI: PANDEMİ
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) de üyesi olduğu Gıda Krizleri Küresel Ağı’nın (Global Network Against Food Crises) açıkladığı 2020 yılı raporunda, 55 ülkede 135 milyon kişinin gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğu; COVID-19 salgınının da etkisiyle daha ciddi sıkıntılar yaşanabileceği vurgulanıyor. Rapor özetle, Koronavirüs salgınına karşı gerekli önlemler alınmadığı takdirde gıda krizine ve bunun küresel düzeyde kırılgan gruplar üzerinde yaratacağı etkiye dikkat çekiyor. Peki, COVID-19 salgını sistem dönüşümü yaratmak için bir fırsat olabilir mi? Salgın nedeniyle yaşanan hareket kısıtlamaları çiftçileri ve işletmeleri gıda üretim işlerinden alıkoyduğu takdirde, gıdaya ulaşımda neler yaşanabileceğini tüm dünya prova etti. Mevcut tarım sistemi çok kırılgan bir yapıya sahip; dahası üretim aşamasında gıda eve girmeden, tedarik zincirinin uzun olması nedeniyle israf oluyor. Bu da gıdada verimsizlik yaratıyor. Yarının gıda sistemi en azından bu tür krizlere karşı dirençli olmalı. Gıdanın ekolojik olması, bütüncül yönetim ve onarıcı tarımın hayata geçmesi gerekiyor. Bir diğer çözüm yollarından biri de gıda toplulukları olabilir; bir üreticiye planlama dâhilinde, her ürettiği ürünü almayı taahhüt ederseniz, sistem daha dirençli hale gelir. Tarımda planlama yapmak israfın ve krizlerin önüne geçmenin başlıca yolu olarak gözüküyor.
GIDANIZI ÇÖPE ATMAYIN
Gıda kayıp ve atıkları çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliği tehdit eden küresel bir sorun. Bu kayıp ve atıklar birçok nedene bağlı olarak tedarik zincirinin her aşamasında yaşanıyor. Kayıp ve atıkları azaltmak için kullanılacak olan yaklaşımlar pratik, düşük maliyetli, nispeten hızlı bir şekilde uygulanabilir olmalı. Tedarik zincirinin her aşamasında rol alan tüm paydaşlar atık yönetiminde üzerlerine düşen görevleri en iyi şekilde gerçekleştirmeli. Devlet ve diğer kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar gıda konusunda yapılan girişimleri desteklemeli. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) dünyada üretilen yiyeceklerin yaklaşık yüzde 14'ünün tüketiciye ulaşmadan çöpe gittiğini söylüyor. Yayınladıkları raporda çevreyi korumak için gıda israfının da önüne geçilmesi gerektiği vurgulanırken, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma ajandasına da eklenen bu konuda daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği belirtiliyor. Raporda yanlış hasat ve harmanlama uygulamaları, altyapı eksiklikleri, salgın hastalıklar ve iklim koşulları gibi faktörlerin küresel anlamda gıda israfını tetiklemesinin haricinde; gıda ürünlerinin hasat edilmesinden market raflarına ulaşmasına kadar olan tedarik zincirindeki kayıplara odaklanan çalışmada farklı bölge ve ürünlerde yeni metotlar ve daha iyi hesaplamalarla kayıpların önüne geçilebileceğinin altı çiziliyor.
GIDA İSRAFINI ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ?
Gıda kayıpları, tarlada, taşımada (lojistik) ve gıda sanayinin üretimi sırasında yaşanıyor. Marketlerde, evlerde (restoran ve oteller dâhil) süreç devam ediyor. Tüketiciler ve işletmeciler ise giderek bilinçleniyor. Uzun zamandır insanların gıda atıkları konusundaki israfına dikkat çekmek isteyen bilim insanları, sosyal girişimciler ve inovatörler, bugünlerde eşsiz çözümler geliştiriyor.
Atık Gıdalar için Yenilikçi Çözümler
1) Food Shift
2012’de, üretilmiş tüm gıdaların işlenip kurtarabileceği, daha sürdürülebilir nitelikte bir sistemin inancıyla Oakland ve Kaliforniya merkezli olarak, Dana Frasz tarafından kuruldu. Food Shift, yerel işletmelere, atıklarını daha iyi takip etmeleri konusunda danışmanlık yapıyor, belediye ve çeşitli ilçelerle çalışıp onlara bu takip ve işleme süreci konusunda çeşitli müdahaleler öneriyor.
2) Food Cowboy
Bu uygulama, üretim fazlası gıda sahipleri (çiftçiler) ile ihtiyaç sahiplerine ücretsiz gıda sağlayan hayır kurumlarını (aşevleri, kiliseler ve evsiz barınakları) birbirleriyle iletişime geçiriyor. GPS teknolojisiyle beraber, artık ürün tedarikçileri, potansiyel müşterileri uyarabiliyor. Food Cowboy, düğün ve partilerden artakalan yiyecekleri, barınak depolarına taşıyor. Araç paylaşım şirketleri ile gıdaların barınak ve aş evlerine elverişli şekilde ulaştırılması için sürücülerin yetkilendirilmesi üzerine de çalışmalar yürütüyor.
3) Imperfect Produce
Üreticiler çoğu zaman talep hacmini karşılayabildiklerinden emin olmak için daha fazla üretime gitmeyi tercih ediyor ve sonra da “şekilsiz” yiyecekleri çürümeye terk ediyorlar. Bu yüzden, girişimci Ben Simon, Kaliforniya Körfez Bölgesi civarında hizmet veren gıda teslimat şirketi Imperfect’i kurdu. Ekip, elindeki ürünleri geleneksel perakendecilere satamayan çiftçilerle iletişime geçip ürünlerini yüzde 30 ila 50 arasında değişen indirimlerle satın alıyor. Ve aldıkları bu “şekilsiz” ürünlere, onları komik ve sevimli gösterecek eklemeler yapıyorlar. Imperfect Produce, kendi ismini taşıyan ürünlerini Kuzey Kaliforniya’da 20’ye yakın markette satışa çıkarmak için Whole Foods ile birlikte çalışma yürütüyor.
4) For Solutions
16 yıl önce, Biyolog Dr. Nicholas Smith-Sebasto, öğrettiği ve uygulamaya koyduğu eşsiz bir aerobik kompostlama sistemi (bir tür gübreleme sistemi) ile gıda atıkları konusunda tasarruf etmek üzerinde çalışıyordu. Yaptığı çalışmalarla sadece enstitüleri değil, aynı zamanda yılda on binlerce doların da tasarruf edilmesini sağladı. Ve kullandığı sistemin sindirilmiş içeriği, toprak için oldukça önemli besin maddeleri içeriyordu. Böylece, bunu toprağın verimini arttırmak için gübre olarak kullandı. Smith-Sebasto’nun sistemi, ABD’de 2014’te patentlendi ve uygulamak isteyen belediyeler, okullar, hapishaneler ve çeşitli kurumlar için kullanıma açık.
5) Ozharvest
Market, hastane, okul, havaalanı ya da büyük organizasyonlardan kalan tonlarca yemeği ihtiyaç sahiplerine dağıtan OzHarvest, 2004 senesinde Avustralya’da kurulmuş. Soğutuculu kamyonetleriyle yemek bağışlayanlardan aldıkları yiyecekleri ihtiyaç sahibi yerlere dağıtan Ozharvest’a düzenli bağış yapanlar var; belirli günlerde sürekli bağış yapıyorlar, ya da bir seferlik bağış yapanlar da var. OzHarvest’a ulaşıp o gün için bağış yapabileceklerini söylüyorlar. Bağış yapanlar çoğunlukla süpermarket, kafe, restoran ve şirketler. OzHarvest, her sene 25 milyon yemek dağıtıyor, tonlarca yemek kurtarıyor, binlerce kişiye bilinçli tüketim alışkanlıkları öğretiyor.
SORUMLU TÜKETİM
Açlığın yanı sıra doğada geri dönüşümü de zorlu bir süreçten geçen gıda atıkları, sürdürülebilir bir plan dahilinde çözüme kavuşturulmazsa önümüzdeki 50 sene içerisinde dünyamız için büyük bir risk barındırıyor. Yazıda bahsi geçen çalışmalar buzdağının yalnızca görünen kısmı. Sorumlu tüketime ve açlık sorununa getirmiş oldukları sürdürülebilir çalışmalar ile yürütülen bu projelerin, yarattıkları altyapı ile binlerce ton gıda çöpe gitmekten kurtulduğu ve dünya ekonomisine ciddi oranlarda katkı sağladığı bir gerçek. Ancak dünya gıda arz-talep dengesinde yaşanan değişimlerle ortaya çıkan krizler, iklim değişikliğinin yarattığı baskı altında sürdürülebilirliğin risk altında olması ve yoksullukla mücadelede hedeflenen gelişmenin sağlanamaması tüm dünyada gıda güvenliği tartışmalarını gündeme taşımaktadır. Bu istatistikler tüm ülkeleri ve uluslararası kuruluşları önlem almaya yöneltmiş ve olumlu sonuçlar da ortaya çıkarmaya başlamıştır. Ancak bu önlemlerin hızı ve yaygınlığı eş zamanlı olmadığı takdirde iklim, su, toprak, çevrenin yanı sıra biyoçeşitlilik de risk altında kalacak ve dünya gıda arzında sürdürülebilirlik tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.
KÜRESEL AÇLIK
Küresel tahminlere göre 805 milyon insan 2012-2014 yılları arasında kronik olarak yetersiz beslenmiştir. Her gün yaklaşık 1 milyar kişi aç uyurken, Avrupa'da yıllık kişi başı israf edilen gıda miktarı ortalama 280 kg, Kuzey Amerika’ da 300 kg’dır. Tüm bu olumsuzluklarla üretilen gıdanın 1/3’ü (yaklaşık 1,3 milyar ton) atılmakta ya da kaybedilmektedir. Tüketilen gıdanın %50’si olan 300 milyon ton gıda maddesi çöpe atılmaktadır.
NOTLAR
1) Çin’de yıllık yaklaşık 32 milyar $ değerindeki gıda çöpe atılmaktadır.
2) Birçok çiftçinin günlük 2 $ ‘dan daha az kazandığı Sahra altı Afrika’da hasat sonrası kayıplar yıllık 4 milyar US$ değerindedir.
3) Hollanda gıda atıkları üzerinden yılda 2,4 milyar €’yu çöpe atmaktadır, bu piyasalardaki toplam gıdanın %20’den fazlasını temsil etmektedir.
4) İngiltere’de evlerde israf edilen gıdalara 10 milyar sterlin, Amerika’da 48,3 milyar dolar ve Avustralya’da 5,3 milyar dolar harcanmaktadır.
TÜRKIYE’DE GIDA
1) Türkiye’de her 7 kişiden 1’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
2) 325 bin ton gıda ise her yıl imha ediliyor.
3) İsrafın tahmin edilen maliyeti 414 milyar TL.
KAYNAKÇA
- https://www.researchgate.net/profile/Ayse_Nur_Songuer/publication/319470139_Gida_Kayiplari_ve_Atik_Yonetimi_Food_Losses_and_Waste_Management/links/59ad7d5e0f7e9bdd115c4974/Gida-Kayiplari-ve-Atik-Yoenetimi-Food-Losses-and-Waste-Management.pdf
- https://www.researchgate.net/publication/271441560_Yoksulluk_ve_Gida_Israfi_Sarmali_Poverty_and_Spiral_of_Food_Waste
*Bu yazı, Kent dergisinin Ekim-Aralık 2020 tarihli üçüncü sayısında yayımlanmıştır.
*Derginin tamamını okumak için tıklayınız.