Kültür
Hızlı kentleşme, 2030 yılına geldiğimize dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirlerde yaşıyor olacağını göstermektedir. Değişim beklenmedik bir hızda gerçekleşirken yönetimler giderek daha fazla çetrefilli zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. İklim değişikliğiyle mücadeleden sosyal eşitliği sağlamaya varan günümüzün büyük siyasal sorunları da şehir düzeyinde yönetilmektedir. Kentlerin nüfusu arttıkça, yerel yöneticiler üzerindeki kentlerinin karakteristik özelliklerini sürdürme, kaliteli işler için cazibe merkezi olma ve değişim karşısında esnek kalıp uyum sağlayabilme konularındaki baskı da artmaktadır. Bu bağlamda kültür, sürdürülebilir kent merkezleri olmaları noktasında şehirlerin geleceğinin anahtarıdır.
Kültürü “dekoratif” veya sürdürülebilir kalkınma için birincil değil de ikincil düzeyde önemli gören görüşün aksine, uluslararası toplumun önemli bir kesimi kültürü yaygınlaştırmanın ve kalkınma çabalarıyla harmanlamanın, bu küresel zorlukların büyük bir çoğunluğuyla daha etkili ve sürdürülebilir bir şekilde baş etmek için elzem olduğunu düşünmektedir. Esasında sürdürülebilir olması muhtemel olan tek kalkınma türü, kökleri kültüre dayanan ve yerel bağlama duyarlı olan kalkınmadır.
Kültürel canlılık; sağlıklı ve sürdürülebilir bir toplum için sosyal eşitlik, çevresel sorumluluk ve ekonomik uygulanabilirlik kadar önemlidir. Kamu planlamasının daha etkili olabilmesi için; metodolojisi sosyal, çevresel ve ekonomik etki değerlendirmesi için geliştirilenlere benzer bir bütünleşmiş bir kültürel değerlendirme çerçevesi içermelidir.
Marmara Belediyeler Birliği, bu noktada bünyesindeki Kültür Sanat Platformu ile yerel düzeyde kültür profesyonelleri arasındaki koordinasyonu kolaylaştırmakta ve üyelerinin kanıta dayalı politik kararlar almasına zemin sağlamaktadır. Düzenlediği toplantılar, çalıştaylar, eğitim programları aracılığıyla üyelerinin kültür alanındaki çalışmalarının verimli hale getirilmesi için kurumsal kapasitelerinin arttırılmasına katkıda bulunur.