Hiroshima Mon Amour: Bireysel Acılarımız Üzerinden Kollektif Hafıza
Elle: Unutmanın ne olduğunu senin kadar biliyorum.
Lui: Hayır, unutmanın ne olduğunu bilmiyorsun.
Elle: Benim de bir hafızam var, senin gibi. Unutmanın ne olduğunu biliyorum.
Lui: Hayır, hafızan yok.
Elle: Senin gibi, unutmak için tüm gücümle savaştım. Senin gibi unuttum. Senin gibi, tesellisiz bir hafıza istedim. Gölge ve taş. Her gün, tek başıma, tüm gücümle, hatırlamanın nedenini bilmenin dehşetine karşı savaştım. Senin unuttuğun gibi. Belleğin zorunlu gerekliliğini neden inkâr etmeliyiz ki? Beni dinle. Başka bir şey daha biliyorum. Tüm bunlar yeniden başlayacak.
Filmde kadın karakter Elle, Fransa'daki travmasından yıllar sonra Hiroshima'ya gelir. Bu kısa yolculuk, genellikle rüyalarına düşen travmatik anıların ortaya çıkmasına neden olur. Aslında Hiroshima olayına hiç tanık olmamıştır. Ancak bu trajediyi ruhunun derinliklerinde hisseder. Sevgilisinden önce onu Hiroshima'ya bağlayan geçmişindeki travmadır. Fransa'nın Nevers şehri, doğup büyüdüğü ve ilk aşkını yaşadığı yer, onun Hiroshima'sıdır. Aslında bu şehir, büyük trajediyi unutup küllerinden yeniden doğmaya çalışan şehir, unutulmaya bırakılan kişisel travmaların açığa çıkmasına neden olmuştur.
Hiroshima mon amour incelendiğinde, hafızayı tetikleyen iki tür travmatik trajedi örneği göze çarpar; bireysel ve toplumsal travmalar. Hikâye genel olarak kadının geçmişte yaşadığı bireysel travmalar üzerinden ilerlese de derin sosyal travmanın oluşturduğu kolektif hafıza ön plandadır. Yıkıcı doğal veya toplumsal olaylar belirli bir insan topluluğunu etkileyebilir. Savaş veya göç gibi önemli toplumsal olaylar sırasında belirli bir topluluk veya etnik grup hedef alınabilir. Bu topluluğun fiziksel varlığı ya da onları topluluk yapan temel özellikler yok edilmeye çalışılabilir. Bu, toplumsal travmalara neden olur. Yaşananlar sadece olaylara maruz kalanları ya da tanık olanları etkilemekle kalmaz, toplumsal hafızanın bir parçası olur ve sonraki nesillere aktarılır. Ayrıca, yaşanan toplumsal trajediler, toplumsal hafızanın etkisiyle bireyin kendi travmalarını da gün yüzüne çıkarabilir.
Hafıza, her türlü kimliğin yapısal temelidir, ancak geçmişin acı dolu bir temsili zihnimizde ne kadar derin iz bırakırsa, ilgili hafıza figürü kişisel yaşamımız ve dünyaya ve başkalarına bakışımız üzerinde o kadar etkili olur. Ne kadar acı vericiyse, unutulması da o kadar zorlaşır ve zihnimiz, geçen zamanla yüzleşme ve tüm ifade biçimlerinde yeniden yaratılma konusunda daha yetkin hale gelir (Guerin & Hallas, 2007).
Kolektif travma kavramı, bir toplumu etkileyen travmatik bir olaya verilen psikolojik tepkileri ifade eder; yalnızca bir tarihsel olayı, bir grubun başına gelen korkunç bir olayın hatırasını yansıtmaz. Tragedyanın grubun kolektif hafızasında temsil edildiğini öne sürer ve her türlü hafıza gibi, sadece olayların yeniden üretilmesini değil, aynı zamanda travmaya anlam kazandırma çabasıyla sürekli yeniden inşayı da içerir. Travmanın kolektif hafızası, bireysel hafızadan farklıdır çünkü kolektif hafıza, olayları doğrudan yaşamış olanların ötesinde varlığını sürdürür ve zaman ve mekânda travmatik olaylardan uzakta olan grup üyeleri tarafından hatırlanır. Bu travmayı yaşamış olan nesiller, gerçek olaylara hiç tanık olmamış olabilirler ancak olayları doğrudan hayatta kalanlardan hatırlayabilirler ve bu geçmiş olayların inşası, nesilden nesile farklı biçimlerde şekillenebilir.
Travma yalnızca yıkıcı bir olay değil, aynı zamanda kolektif anlam inşasında yer değiştirilmesi mümkün olmayan bir bileşendir. Buna göre, travmanın hafızasını canlı tutmak ve sonraki nesillerin bu travmayı kolektif benliklerine dahil etmelerini sağlamak için işlev gören ikincil kazançlar olabilir. Trajediyi doğrudan yaşayanların, üçüncü kişiler gibi olumlu bir kolektif hafıza oluşturma şansları yoktur. Onlar ya geçmişleriyle yüzleşmek ya da onu inkâr etmek ya da alternatif olarak tarihin kapısını kapatıp bir daha geriye bakmamak istemek zorundadırlar.
Kaynakça:
Guerin, Frances, & Hallas, Roger (2007) The image and the witness: trauma, memory and visual culture. London: Wallflower Press
Alexander, Jeffrey (2010) Cultural trauma and collective identity. Berkeley, Calif.: Univ. of California Press.
Hirschberger, G. (2018). Collective Trauma and the Social Construction of Meaning. Frontiers in Psychology, 9. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2018.0144