26.06.2024

Yapay Resife Yeniden Bakmak: Burhaniye-Gömeç Yapay Resif Uygulamaları

Dereler, çaylar, nehirler, göller, denizler ve okyanuslar insan atıkları için birer “alıcı” ortamdır. Bakmayın kibarlaştırarak “alıcı” ortam dendiğine kastedilen şey “atık çukuru” veya “fosseptik” tir. Uzaydan bakılınca masmavi görünen gezegen öyle sözüm ona üç beş kentin atıklarıyla kirlenir mi?

YAZAN: Prof. Dr. Mustafa SARI

Üzerinde yaşadığımız kıtalar, dünya adını verdiğimiz gezegenin 3/4’ünü kaplayan deniz ve okyanuslarla çevrilmiş büyük birer adadır. Nehirler bu adalardan denizlere besinleri taşıyan damarlar gibidir. Dünya nüfusunun yarısı deniz ve okyanus kıyılarının 200 km genişliğindeki bandında yaşar. Nehir ve göllerin kıyılarındaki nüfusu da sayarsak neredeyse yaşayan her 100 kişiden 70’i suyla temas halindedir. Çünkü su hayat demektir. Ulaşımı kolaylaştırır, kolay besin sağlar, ticari taşımacılığı ucuzlatır ve hijyen ihtiyaçlarının karşılanmasında yaşamsal niteliktedir. İlk insandan bugüne suya dair bu algılar hiç değişmezken yeni fonksiyonlar eklendi zorunlu olarak. Mesela bütün kentlerin atıkları doğrudan veya dolaylı olarak su kaynaklarına ulaşır. Dereler, çaylar, nehirler, göller, denizler ve okyanuslar insan atıkları için birer “alıcı” ortamdır. Bakmayın kibarlaştırarak “alıcı” ortam dendiğine kastedilen şey “atık çukuru” veya “fosseptik” tir. Uzaydan bakılınca masmavi görünen gezegen öyle sözüm ona üç beş kentin atıklarıyla kirlenir mi? Ortalama insan algısı budur deniz ve okyanuslar için ne yazık ki.

Denizle daha iç içe yaşayan kıyı nüfusu için geçim kaynağı, ekmek parasıdır deniz. Avlanan deniz canlıları yenir, satılır, işlenir ve kimine çeyiz kimine içine sığınılacak bir ev olur. Zaruri ihtiyaçların karşılanması amacıyla yıllık üretkenliği aşmayan yararlanma denize zarar vermez. Ancak her şeyin değerini fiyatıyla ölçen kapitalist sistem için deniz rant kapısıdır. Bu yüzden teknelerin, ağların büyütülmesi, teknolojinin bütün imkanlarının kullanılması ve denizde avlanabilecek ne varsa başkalarından önce piyasaya sürülmesi şarttır. Para geldiği sürece denizin dibi kazınıyormuş, türler tükeniyormuş, ekosistem bozuluyormuş kime ne? Bu anlayışın bir sonucu olarak artık dünya deniz ve okyanuslarında avcılık amacıyla keşfedilmemiş tek bir canlı popülasyonu kalmadı. Bu hızla sömürmeye (avlanma diyemeyeceğim) devam edilirse bilimsel senaryolara göre dünya deniz ve okyanuslarındaki bütün balık popülasyonları 2048 yılında yok olma trendine girmiş olacak.

Bir taraftan kirletip, bir taraftan canını sömürdüğümüz denizler hiç beklemediğimiz ve sebebi uzaylılar (!) olan iklim değişiminin de etkisiyle can çekişmeye başladı. Pasifik Okyanusu’nun ortasında çöplerden Fransa’nın üç katı büyüklüğünde bir ada oluştu. Denize boca edilen atıkların neden olduğu azat-fosfor dengesinin bozulmasına bağlı olarak bir deniz makrofiti olan sargassum her yıl okyanus kıyılarında yayılıyor. Koca okyanuslar bu haldeyken ülkemizi çevreleyen denizlerin durumunun neden böyle olduğu sanırım anlaşılıyor. 2021 yılında yaşadığımız korkunç müsilaj felaketinin Marmara Denizi’ni ne hale getirdiğini hep birlikte yaşadık, gördük.

Yapay Resif ile Denizi de Düşünmek

Son yüz yıl içinde denizlerdeki kötü gidişatı gören bilim insanları, denizin kanayan yarasını sarmak, bir parça yardım etmek, bozulan ekosistemleri restore etmek amacıyla, denizin doğal yapısını taklit etmek anlamına gelen yapay resif uygulamalarını geliştirdiler. Denizden alanlara karşılılık “denize veren” olmanın yolunu gösterdiler aslında.

Karalar nasıl dağlar, tepeler, kayalık alanlar, ovalar, çukurlar, vadiler, engebeli araziler, su kaynakları içeriyorsa aynı topografik yapı denizde, suyun altında da devam eder. Üzeri kayalarla kaplı, minik tepeler, kayalık alanlar, etraflarına göre deniz canlılarının yaşamı, beslenmesi ve barınması için daha uygundur. Bu yüzden başka yerlere göre bu minik kayalık ve tepelik alanlarda biyolojik çeşitlilik yüksektir. Verimli, çeşitliliği yüksek böyle alanlara “doğal resif” alanı denir. Bilim insanlarının denize yardım için önerdiği yapay resif işte tam olarak bu doğal resiflerin taklididir. İnsan eliyle doğal resife benzer yapılar inşa etmek olduğu için adı yapay resiftir.

Yapay resifte temel amaç denize vermek, deniz ekosistemini restore etmektir. Daha özelleştirirsek yapay resifler biyolojik çeşitliliği güçlendirmek, deniz canlı kaynaklarını artırmak, küçük ölçekli geleneksel balıkçılığı desteklemek, hassas habitatları korumak, kıyı erozyonunu azaltmak ve dalış turizmini geliştirmek gibi çok farklı amaçlarla yapılabilmektedir. Ahşap, taş, mermer gibi doğal malzemelerin yanında beton, çelik, fiberglas, geri dönüşüm malzemeleri gibi yapay materyallerden de çeşitli şekillerde yapay resif üretilebilmektedir. Diğer taraftan gemiden, uçağa, tanktan, arabalara, araç lastiklerinden, tren vagonuna kadar çok çeşitli kullanım dışı kalan araç ve materyaller de yapay resif amacıyla kullanılabilmektedir.

Ülkemizde 1990’lı yıllarda başlayan ve küçük denemelerle sürdürülen yapay resif çalışmaları, 2011 yılında Tarım Bakanlığı ile Altınoluk Belediyesi işbirliğinde ilk kurumsal ve büyük ölçekli bir projeye dönüşmüştür. Edremit Körfezi Altınoluk yapay resif projesi kapsamında üç yılda yedi farklı bölgeye 6480 adet yapay resif ve yapay resiflerin çevresine 280 adet anti-trol kapanı betondan imal edilerek yerleştirilmiştir. 2000’li yılların başından itibaren çeşitli kurumlar, kişiler ve özel sektör kuruluşları farklı materyalden yapılma yüzlerce küçük ölçekli yapay resifi denize yerleştirmişlerdir. İlk uygulamaların hepsinin yerli yerinde ve bilime uygun olarak yapıldığını söylemek güçtür. Örneğin bir belediye tarafından hazırlan 600 adet beton yapay resif, üçerli-beşerli atılarak kocaman bir körfeze saçılmıştır. Diğer taraftan elindeki her türlü hurdadan kurtulmak isteyen bazı “uyanık” kurum ve kişiler ise hiçbir işlemden geçirilmemiş hurdaları resif niyetine denize doldurmaya başlamıştır. Tüm bunların önüne geçmek için 2009 yılında hazırlanan Ulusal Yapay Resif Master Planı ne yazık ki tam olarak uygulanamamıştır. Altınoluk projesinden sonra bu su-i istimalin önüne geçmek için 2019 yılına kadar yapay resif uygulamaları Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından durdurulmuş ve gerçekleştirilen projelerin izleme raporlarının çıkması beklenmiştir.

Edremit Körfezi’nin kuzey kıyılarında yapay resiflerin deniz ekosistemini pozitif yönde nasıl değiştirdiğini gören Burhaniye Ticaret Odası, Burhaniye-Gömeç arasında deniz ekosistemini güçlendirmek için yapay resif yapmak üzere çalışma başlatmış, bunun için Güney Marmara Kalkınma Ajansı desteğiyle bir yapay resif fizibilite projesi gerçekleştirmiştir. Fizibilite projesi sonuçlarına göre Tarım Bakanlığından yeni yapay resif alanı oluşturmak için hem izin hem kaynak talebinde bulunulmuş ancak her ikisi için de olumlu cevap alınamamıştır.

Tam bu noktada, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi olarak biz sürece dahil olduk. Önce Burhaniye Ticaret Odası, Burhaniye Belediyesi, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Gömeç Belediyesi, Güney Marmara Kalkınma Ajansı ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesinin yapay resif için birlikte çalışmasını sağlayacak bir protokol imzalandı. O güne kadar yapılanlar değerlendirilerek bir yol haritası hazırlandı ve ona uygun bir iş bölümü yapıldı. Yapılacaklarla kurumların kapasitesi eşleştirildiğinde aslında gerekli izinler alındığı takdirde yerel imkânlarla yapay resif projesinin gerçekleştirilebileceği görüldü. Tüm bu hazırlıklardan sonra Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’ne deniz ekosistemini ve küçük ölçekli balıkçılığı desteklemek üzere oluşturulan konsorsiyum imkânlarıyla yapay resif uygulaması yapabilmek için izin başvurusu yapıldı. Kısa süre içinde alınan izinle işe başlandı. Üniversite olarak biz yer tespitinden, resiflerin yerleştirilmesi ve izleme çalışmalarının yapılmasına kadar gerekli bilimsel desteği taahhüt ettik. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi yapay resif kalıplarının hazırlanması, inşası ve beton maliyetinin karışlanması, Burhaniye Ticaret Odası yapay resif imalat süreci ve işçiliğin karşılanması, Burhaniye Belediyesi resif imalatı için yer tahsisi ile imalat sürecine katkı, Güney Marmara Kalkınma Ajansı resiflerin yerleştirilme sürecine katkı, Gömeç Belediyesi işçilik ve imalat sürecine katkıyı taahhüt etti. Bu esnada Gömeç Belediyesi, sualtı turizmini geliştirmek amacıyla yapay resif çalışmaları kapsamında sualtı heykel galerisi oluşturma fikrini ortaya attı. Yapılan değerlendirmeler sonucunda heykellerin Marmara Adası’ndan çıkarılan mermerler kullanılarak yapılması ve ilk etapta Balıkesir değerlerinin tema olarak kullanılması ortak kararına varıldı. Bu yüzden iş birliği protokolü genişletilerek Marmara Adalar Belediyesi de sürece dahil edildi.

Aslında bu süreç bize yerelde etki odaklı iş birliği geliştirmenin ne kadar etkili ve sonuç alıcı olduğunu gösterdi. Kısa süre içinde 450 adet yapay resif ve 10 adet Balıkesir değerleri, 12 adet Aeneas Destanı temalı mermer heykel ortaya çıkmış oldu. 2022 yılının sonunda tüm paydaşların katıldığı törenle hem resifler hem heykeller Burhaniye-Gömeç arasındaki kıyı şeridinde belirlenen uygun habitatlara yerleştirildi.

Başlamaktan ve İzlemekten Öteye, Sonuçlara

Bizim kültürde bir şeyi “yapmak”, “başlatmak” çok önemseniyor ancak aynı önemi izlemeye, sonuca ve bakım-işletmeye vermiyoruz ne yazık ki. Bu yüzden bir internet arama motoruna yapay resif yazın. Belki onlarca atma töreni haberi çıkar karşınıza. Ancak sonuçlarına ilişkin bilgiye ulaşmak, tarih öncesine yolculuğu anımsatan bir bilimsel kazı yapmaya benzer. Böyle bir zorluğa maruz kalınmasın diye Burhaniye-Gömeç Yapay Resif ve Sualtı Mermer Heykel Galerisi sonuçlarını paylaşmak isterim.

Yapay resif ve heykeller yerleştirildikten sadece üç ay sonra yapılan ilk izlemede bölgelerdeki deniz canlı topluluklarının gözle görülür şekilde arttığı tespit edildi. Altıncı aya gelindiğinde yapay resif alanında eşkina, karagöz, çipura, kikla, levrek gibi türlerin yerleşmeye başladığı ve resiflerin üzerinin algler, yumuşakçalar ve tunikatlarca kaplanmaya başladığı görüldü. Birinci yılın sonunda başlangıca göre yapay resif bölgesindeki canlı tür çeşitliliğin %20 oranında arttığı kayda geçirildi.

İki farklı lokasyona yerleştirilen mermer heykellerin üçüncü ayda kısmen, altıncı ayda tamamen algler tarafından kaplandığı görüldü. Daha birinci ayda deniz yıldızları, kalamarlar ve süngerlerin heykelleri mekan tuttuğu gözlendi. Sarıkız Heykeli’nin gerdanına tutturulan kalamar yumurtaları denizin yapay resifleri ve heykelleri ne kadar çabuk benimsediğini göstermesi açısından çok değerlidir.

Denize vermek için bir araya gelen kurumlar ve kurumları temsilen gönüllülük esasına göre çalışan temsilciler iş birliğini sürdürme, Burhaniye-Gömeç kıyılarında resife uygun alanlarda denize yardım için çalışmaya devam etme kararlılığındalar.

Yapay Resif Uygulamalarında Sık Yapılan Hatalar ve Bazı Öneriler

Yapay resifin hazırlık sürecinden izlemenin sonuna kadar tüm süreç bilimsel bir yaklaşımla, bilim insanlarının rehberliğinde sürdürülmelidir. Bunun için yereldeki üniversitelerin ilgili bölüm ve akademisyenleriyle birlikte çalışılmalıdır.

Yapay resif, yanlış veya kaçak avcılığı önlemek için bir araç olarak görülmemeli, öyle gerekçelendirilmemelidir. Yapay resif doğru uygulamalarla balıkçılığı destekleyici bir denize yardım aracıdır. Eğer yapay resif izin gerekçesine “yanlış ve kaçak avcılığın önlenmesi amacıyla” yazarsanız, resmi izinlerin verilmemesine şaşırmamak gerek.

Uçak, tren vagonu, tank, otobüs vb. eski araçların yapay resif olarak kullanılması çok sıkı kurallara tabidir. Denize eski araçların atılması bilimsel olarak da tasvip edilen bir uygulama değildir. Bu yüzden bu araçlarda ısrar etmek yerine denize yardımın başka yollarını bulmakta fayda var.

Yapay resif, piramit gibi bir yığın oluşturularak yerleştirildiğinde maksimum fayda sağlamaktadır. İmal edilen blokların deniz dibine rastgele saçılması, üçerli beşerli yığın oluşturulmadan atılması yanlıştır. Atılacak yer, bilimsel olarak belirlendikten sonra resifler profesyonel dalgıçlar ve vinç kullanılarak deniz altında piramit oluşturacak şekilde yerleştirilmelidir.

Deniz çayırları, pina alanları, mercan türlerinin bulunduğu alanların üzerine yapay resif atılamaz. Yer tespiti yapılırken korunan tür alanları belirlenerek yerleştirme esnasında gerekli tedbirler alınmalıdır.

Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nden izin alınmadan “tekneden düşürdük, cezasını ödeyelim” gibi cinliklerle deniz çayırları gibi hassas alanların üzerine yapay resif amacıyla atılan her türlü araç, gereç ve yapı mutlaka oradan kaldırtılmalıdır.