Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 5: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
SKA 5 kapsamında, eğitimde toplumda cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve engelli ya da kırılgan grupta yer alan çocuk ve bireylerin formel eğitime ya da mesleki eğitime erişmesi için yeterli alt yapının kurulması ayrıca vurgulanıyor.
Yazarlar: Av. Gamze Güler, Mbb Hukuk Koordinatörü - Merve Ağca, Mbb Uluslararası İşbirliği ve Göç Politikaları Uzmanı - Özge Sivrikaya, Mbb Uluslararası İşbirliği Uzmanı ve Ska Elçisi
"Hiçbir ülke, kadınlarının potansiyelini bastırırsa ve kendini vatandaşlarının yarısının katkısından mahrum bırakırsa gerçek anlamıyla gelişemez." Michelle Obama
Dünyada kadınların ve kız çocuklarının karşı karşıya kaldığı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve onlara yönelik her türlü şiddetin sona erdirilmesi temel bir insanlık ödevi olmakla beraber Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) gerçekleştirilmesi açısından da oldukça önemlidir. Sürdürülebilir ekonomik büyüme ile çevresel ve sosyal kalkınma ideallerine ulaşılmasında toplumun yarısını oluşturan kadın ve kız çocuklarının ekonomiye katkılarının artırılması ve toplumsal hayatın her alanına dahil edilmesi için eğitim, sağlık, istihdam, güvenlik alanlarında gelişmelerine imkân sağlanmalıdır.
Günümüzde artık her yıl bir önceki yıldan daha çok sayıda kız çocuğu okula gitmekte, dünya ülkelerinin çoğunda ilköğretimde cinsiyet eşitliği sağlanmış durumdadır.1 Tarım dışı istihdamda ise kadınların iş gücü oranı artmaktadır. SKA’lar ile bu ilerlemelerin hayatın her alanına tesir etmesi sağlanarak kadınlara ve kız çocuklarına karşı ayrımcılık ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.
Her ne kadar çalışmalar bu yönde olsa da kadınlar ve kız çocuklarının hayatın birçok alanına ve toplumsal ve mesleki fırsatlara eşit bir şekilde erişemediği ortadadır. Mesleki alanda ayrımcılığın boyutları ücretsiz bakım, ev işlerinin eşitsiz dağılımı ve özel ya da kamu görevlerinde üstlenilebilecek görevlerin sınırlılıklarında kendini göstermektedir. Burada aslında dikkat edilmesi gereken kamu görevindeki ya da özel sektördeki pozisyonlarda kadınların varlıklarından ziyade kadın liderlerin teşvik edilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini ileriye taşıyacak politikalar oluşturulması ve mevzuat çalışmalarıyla mevcut durumun güçlendirilmesidir. Bununla birlikte kadınların ve kız çocuklarının maruz kaldığı duygusal, fiziksel, cinsel şiddet ve istismar vakalarının gün geçtikçe artışı, kadınların ve kız çocuklarının yalnızca istihdam ile ekonomik alanda değil sağlıklı sosyal bir yaşam ve güvenlik konularında da çalışmalar yürütülmesinin hayati önem arz ettiğini göstermektedir. Ayrıca farklı sosyal kategorilerden gelen -örneğin göçmen ya da mülteci- kadınların, söz konusu problemlerle karşılaşma risklerinin daha fazla olduğunu ve bu sebeple yapılan çalışmalarda farklı sosyal gruplardaki kadınların savunmasızlık durumlarının dikkate alınması gerektiğini belirtmek gerekir.
Peki yerel yönetimler, cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda ne yapabilir? SKA 5’i ele aldığımız bu yazıda Çorlu Belediyesi, Münih Belediyesi ve Seul Büyükşehir Belediyesinin uygulamalarını derledik.
ÇORLU, TÜRKİYE
Kadınların ekonomik açıdan güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında temel bir rol oynamaktadır. Ekonomik kaynaklara erişim, kadınların kendilerine olan bakışını pozitif yönde etkilerken ona önemli derecede sosyal güvenlik sağlamakta ve sorunlar karşısındaki direncini artırmaktadır. Kadınların psikolojik ve materyal dünyalarında yaşanan bu değişim, hem kadını aşağıda gören yerleşik normların hem de ev içindeki ya da toplumdaki güç ilişkilerinin daha eşit bir şekilde yeniden tanımlanmasının önünü açmaktadır. Bu sebep-sonuç ilişkisi üzerinden yola çıkan Çorlu Belediyesi, Çorlu Kent Konseyi Kadın Meclisi işbirliğiyle emeği sıklıkla görmezden gelinen ev kadınlarını ekonomik ve sosyal hayata dahil etmek ve onların ev bütçesine olan katkılarını artırmak amacıyla 2019 yılında “Hanımeli Çarşısı”2 projesini hayata geçirmiştir. Proje kapsamında belediyeye ait pazar yerlerinde ev kadınlarının evde ürettikleri seramik, toka, takı, örgü gibi el işi ve gıda ürünlerini sergileyip satışını yapabildikleri “Hanımeli Çarşısı” kurulmaktadır. Belediye, projeye dahil olan ve vergi yükümlülüğü bulunmayan kadınlara çarşıdaki tezgahları 1 yıl süreyle ücretsiz olarak vermektedir. Üstelik, çarşının daha geniş çevrelerce bilinirliğinin artması için Çorlu Kent Konseyi Kadın Meclisi orhalkın pazara erişimini kolaylaştırmaktadır. Proje için kendi kaynaklarını kullanan Çorlu Belediyesi, şimdiye kadar belediyeye tezgah açmak için başvuru yapan ve aralarında 4 engelli bireyin de olduğu 120 ev kadınına evde ürettikleri ürünleri satmaları şartıyla Hanımeli Çarşısı’nda tezgah vermiştir. Sabit olmayan bu sayı, talebe göre gelecek yıllarda artabilir ve proje daha fazla ev kadını için hayat değiştirici bir fırsat sunmaya devam edebilir.
MÜNİH, ALMANYA
Çoğu toplumda yaygın olan kanı, ev işlerinin ve çocuklara bakımın çoğunlukla kadınların sorumluluğunda olduğu yönündedir. Bu bakışın pratikteki yansıması sıklıkla kadınların profesyonel hayatla ilgili hayallerine ket vurması, yaptığı işte erkek meslektaşları kadar ilerleyememesi ya da tamamen profesyonel hayattan çekilmesi şeklinde olmaktadır. Ev işleri ve profesyonel iş arasında sıkışan kadınlara destek olmak isteyen Münih Belediyesi, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan GründerRegio M tarafından başlatılan “Münih’in Kılavuzu”3 projesine maddi destek vererek projenin hayata geçirilmesini sağlamıştır. Proje kapsamında, kendi işlerini kurmak isteyen girişimci kadınlara aile hayatından feragat etmeden kurdukları işi nasıl yönetecekleri konusunda ücretsiz danışmanlık verilmektedir. Farklı danışmanlık modüllerinden oluşan projede ilk olarak projeye başvuru yapan kadınlarla görüşme yapılıp süreç hakkında detaylı bilgi verilmektedir. Ardından “Kılavuz Başlangıcı” (Guide Start) olarak adlandırılan başlangıç modülüne geçilmektedir. Bu aşamada katılımcıların projeleri ile ilgili amaçları ve vizyonları değerlendirilmekte ve projelerini hayata geçirmek için neye ihtiyaç duydukları saptanmaktadır. Bu değerlendirmeler ışığında katılımcılar ihtiyaçlarına göre aşağıdaki 5 modülden birine yönlendirilmektedir:
1. Tam Kılavuz: Bu modül, grup rehberliği ve bireysel rehberlikten oluşmaktadır. Kadın start-up danışanlarının kolaylaştırıcılığını üstlendiği grup rehberliğinde yeni bir iş kurmakla ilgili meseleler masaya yatırılmaktadır.
2. Kılavuz Profili: Modül, katılımcı kadın girişimcilerin yeteneklerinin değerlendirilmesiyle başlamaktadır. Ardından, katılımcılar bir araya gelip projelerinin gerçekleşmesi için atmayı planladıkları adımları birbirlerine sunmakta ve birbirlerine tavsiye vermektedir.
3. Esnek Kılavuz: Modülde katılımcılar, bireysel ihtiyaçlarına göre esnek bir kurs ya da çalıştaya katılabilmekte ve bireysel danışmanlık alabilmektedirler.
4. Kompakt Kılavuz: Modül, “fikirden kavrama” konusu üzerine 8 günlük seminerden oluşmaktadır.
5. Kompakt Kılavuz +: Modül, “kavramdan alıcıya” konulu 6 günlük semineri içermektedir.
Kaynak: Münih Belediyesinin kadın girişimcilere destek sağlayan Guide projesi.
Danışmanlık modüllerine ek olarak, Kılavuz Projesi kapsamında düzenli olarak “vergiler”, “finansal planlama”, “görüşmelerde kendine güven” gibi konularda seminerler ve çalıştaylar da düzenlenmektedir. Proje kapsamında 5000 kadın girişimci desteklenmiştir. Ayrıca, danışmanlık sürecinde katılımcıların %60’ı kendi işini kurmayı başarmıştır. Tüm bu somut başarıların yanı sıra proje bir yerel yönetimin kendi projeleri dışında başka kurumların projelerini destekleyerek de toplumsal cinsiyet eşitliği dahil küresel amaçların gerçekleşmesi sürecine katkı sunabileceğini göstermektedir.
SEUL, GÜNEY KORE
Yerel, ulusal ve uluslararası platformlarda insan haklarının önemi güçlü bir şekilde dile getirilse de ka- Fotoğraf: Seul Büyükşehir Belediyesi dınları ve kız çocuklarını düşündüğümüzde çarpıcı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Günümüz verilerine göre her üç kadın ve kız çocuğundan biri, hayatında fiziksel ya da psikolojik şiddeti deneyimlemiştir.4 Kadın ve kız çocukları, yakın çevrelerindeki erkeklerin şiddetine maruz kalabildikleri gibi herhangi bir sebep olmaksızın sokakta hiç tanımadıkları bir kişinin de hedefi olabilmektedirler. Bu yaygın ve kimi zaman rasgele uygulanan şiddeti durdurmak için dünyanın farklı ülkelerindeki yerel yönetimler örnek uygulamalar geliştirmektedir. Güney Kore’deki Seul Büyükşehir Belediyesinin başlattığı “Kadınlar için Güvenli Kent 3.0” Programı5 bu uygulamalardan biridir. Program, okullarda, işyerlerinde ve toplumda cinsiyet eşitliği kültürünü yaygınlaştırmayı, kurbanlara destek vermeyi, şiddete karşı kamusal farkındalık yaratmayı ve kadınlar için güvenli ortamlar yaratmayı hedeflemektedir.
Kaynak: Seul Büyükşehir Belediyesi
Program kapsamında 9 alt-uygulama gerçekleştirilmektedir. Bu alt-programlar ve içerikleri aşağıdaki gibidir:
• Güvenli Dönüş İzcileri: Kadınlara koruma ayarlanarak onların evlerine güvenli bir şekilde erişimleri sağlanmaktadır.
• Güvenli Teslimat Servisi: Kadınların kendilerini kargo görevlisi olarak tanıtan suçluların hedefi olmalarını engellemek için kadın nüfusunun yüksek olduğu yerlerde Güvenli Teslimat Kutuları oluşturulmuştur.
• Kadınlar için Güvenli Mahalleler: Yerel topluluklara, mahallelerini kadınlar için daha güvenli bir yer haline getirebilmeleri için gerekli mekân, uzmanlık ve fon sağlanarak onların kendi güven inisiyatiflerini oluşturmaları teşvik edilmiştir. Vatandaşlar güvenlik liderleri olmak için eğitilmiştir.
• Kadınlar için Güvenlik Evi: Tehlikede olan kadınların yardım alabilmeleri için uygun kamusal alanlar “Kadınlar için Güvenlik Evleri” olarak belirlenmiştir.
• Aydınlık Sokaklar ve Park Alanları: Sokaklar, park alanları ve diğer kamusal alanlar daha fazla ışıklandırılmıştır.
• Yalnız Yaşayan Kadınlar için Evde Devriye Hizmeti: Otomatik devriye sistemi kurulmuş ve kapılara acil durum alarmları ve kablosuz detektörleri yerleştirilmiştir.
• Ansimi Uygulaması:6 Uygulama ile 7/24 gerçek zamanlı durumlar denetlenmekte ve ihtiyaç durumunda hemen müdahale edilmektedir.
• Kadın Güvenlik Şerifleri: Kadınları yasal olmayan bir şekilde kaydeden video kameralarını araştırmak için arama yapmak ve kamu kampanyaları yürütmek amacıyla “Kadın Güvenlik Şerifleri” atanmıştır.
• Cinsiyet Duyarlı Afet Yönetimi El Kitabı: Kadınların afet durumlarında güvenliğinin sağlanması için “Cinsiyete Duyarlı Afet Yönetimi El Kitabı” ve cinsiyet odaklı güvenlik göstergeleri hazırlanmıştır.
Farklı alt uygulamaları bulunan programın Seul’u kadınlar için daha güvenli bir kent haline getirmiştir.
NOTLAR
• Kadın göçmenler ve mülteciler, kaçakçılık da dahil olmak üzere daha fazla sömürü ve istismar riski altındadır.
• Yüksek vasıflı kadınların göç oranları yüksektir ancak birçoğu düşük vasıflı işlerde istihdam edilmektedir.
• Vasıfsız kadın göçmenler, erkek göçmenlere göre daha az düzenlenmiş ve daha az görünür sektörlerde çalışmaktadır.
• Bakım ve ev içi emek sektöründe yer alan göçmen ev işçilerinin çoğunluğu kadınlar ve kız çocuklarından oluşmaktadır.
• Göç, kadınlar ve kız çocukları için hem bireysel hem de farklı gruplar arasında güçlendirme imkanı da sağlayabilmektedir.
• İstihdam piyasasına erişim hem kadınlar hem de erkekler için önemli bir uyum basamağı olarak karşımıza çıkarken kadınlar, istihdam piyasasına katılım oranlarının daha düşük olmasına bağlı olarak yoksulluk ve dışlanma riskiyle de daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Kadın mültecilerin istihdam oranı yaklaşık %45 iken erkek mültecilerin istihdam oranı ortalama %62’dir. AB iş piyasasındaki erkeklerin 36.9 milyonu aktif olarak çalışmazken kadınlarda bu sayı yaklaşık 60.8 milyondur.
• 2019 yılında sayıları 272 milyona ulaşan uluslararası göçmenlerin dünya nüfusunun %3.5’ini oluşturmaktadır. Uluslararası göçmenler içerisinde kadınların oranı ise %48’dir (IOM, 2020).
• 2017 yılında, erkek göçmen işçilerin dünya çapındaki sayısı, kadın göçmen işçilerin sayısından 28 milyon daha fazlaydı. Erkek göçmen işçilerin sayısı 96 milyon iken (%58), kadın göçmen işçilerin sayısı 68 milyondu (%42).
Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliğinin adımları Cumhuriyetin kurulmasıyla başlamıştır. Türk siyasi ve toplumsal yapısı dönemin devrimleri ve reformlarıyla şekil almıştır. Bu dönemdeki yeniliklerle kadının yurttaşlık hakkını alması sağlanmış, reformlar ile kadınların kamusal alana girmelerinin ve kalkınma sürecine katılmalarının önü açılmıştır.
1926 yılında Türk Medeni Kanunu'nun kabulü ile kadınlara birtakım temel haklar verilmiştir. Bunlardan en önemlileri tek eşliliğin kabul edilmesi, kadının toprak ve mülk edinebilmesi ve miras haklarından eşit şekilde faydalanabilmesidir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulü ile 1926 yılından itibaren Türk kadınına harp okulları dışında tüm eğitim kurumlarına girme hakkı tanınmıştır. 1934 yılında kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar alma süreçlerine tam ve etkin bir biçimde katılımları için kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Bu hakların kadınlara İtalya ve Fransa'da 1940-1950 yılları arasında, İsviçre'de ise 1970 yılında verilmiş olduğu göz önüne alındığında Türkiye’nin bu konudaki öncü ülkelerden olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Ardından Türkiye 1985 yılında, Kadına Karşı Her türlü Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne (CEDAW) taraf olmuştur. Türkiye bu sözleşmeye taraf olmakla, kadınlara karşı ayrımcılığı önlemek üzere gerekli yasal ve diğer tedbirleri almayı taahhüt etmektedir. Bunun üzerine, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda uluslararası normlara uygun olarak T.C. Anayasası 10’uncu maddesine 2004 ve 2010 yılında birtakım eklemeler yapılmıştır. Kadınların ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu, devletin bu eşitliğin hayata geçmesini sağlamakla yükümlü olduğu ve bu maksatla alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacağı hüküm altına alınarak cinsiyet eşitliği anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Yine CEDAW’a ulusal hukuka karşı üstünlük veren hüküm AY. m.90/5’e 2004 yılında eklenmiştir.
Bu gelişmelere paralel olarak, 2009 yılında TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurulmuştur. 2012 yılında şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak koruyucu ve önleyici tedbirleri düzenleyen 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilmiştir.
Bütün bu olumlu düzenlemelere ek olarak gerçekleştirilen ve 2008 yılında T.C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanının imzası ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı 2008-2013’ü yayımlanmıştır. 2015 yılında ise Yükseköğretim Kurulu tarafından “Yüksek Öğretim Kurumları Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi” uygulamaya konulmuş, bu bağlamda “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi” üniversitelere gönderilmiştir. Ancak 2019 yılı başlarında YÖK bu projeyi durdurmuş, yapılacak olan güncellemenin ardından yeniden uygulamaya konulmak üzere çalışmalarına devam ettiğini açıklamıştır.
2020 yılında 63 no’lu Suç Mağdurlarının Desteklenmesine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi şu anda en yeni ve güncel düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu kararname ile ilk defa kırılgan grup tanımı yapılmıştır. Suçtan daha fazla etkilendiği ve korunması gerektiği tespit edilen mağdurlar ile adli sisteme dahil olan çocuklar için yardım ve destek hizmetlerinde eşitlik, insan onuruna saygı, dürüstlük ve mahremiyet ilkeleri esas alınmıştır. Ülkemizde kırılgan grup olarak değerlendirilebilecek mağdur edilenlerin daha çok kadın ve kız çocukları olduğu bilinci ile koruyucu ve önleyici tedbirler böylece etkin bir şekilde uygulamaya geçirilmiştir.
KAYNAKLAR
1 https://data.unicef.org/topic/gender/gender-disparities-in-education/
2 Daha fazla bilgiye https://www.corlu.bel.tr/proje-d/3/50/hanimeli-carsisi üzerinden erişebilirsiniz.
3 Daha detaylı bilgiye https://use.metropolis.org/case-studies/guide-providing-support-to-womenentrepreneurs#casestudydetail veya projenin resmi web sitesi (https://www.guide-muenchen.de/index.php) üzerinden erişebilirsiniz.
4 https://news.un.org/en/story/2019/11/1052041
5 Program ile ilgili daha detaylı bilgiye https://use.metropolis.org/case-studies/safe-city-for-women üzerinden erişebilirsiniz.
6 Ansimi Uygulaması ile ilgili daha fazla bilgiye http://koreabizwire.com/more-than-110000-downloads-of-seoul-safety-app/144706 üzerinden erişebilirsiniz.
*Bu yazı, Kent dergisinin Nisan-Haziran 2021 tarihli beşinci sayısında yayımlanmıştır.
*Derginin tamamını MBB Kültür Yayınları sitesinden buraya tıklayarak indirebilirsiniz.