29.11.2022

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 6: Temiz Su ve Sanitasyon

"Temiz su ve sanitasyon" adlı SKA 6 kapsamında, 2030 yılına kadar herkesin güvenli ve ulaşılabilir içme suyuna erişiminin sağlanması hedefleniyor.

Yazarlar: Mustafa Özkul, Mbb Çevre Yönetimi Koordinatör Yardımcısı - Özge Sivrikaya, Mbb Ska Elçisi - Selim Pulcu, Mbb Eğitim Uzmanı

“Dünyadaki her erkek, kadın ve çocuk için temiz su sağlama kabiliyetine sahibiz. Eksik olan şey, bunu başarmak için gereken kolektif iradedir. Daha ne bekliyoruz? Dünyaya karşı yerine getirmemiz yükümlülük budur, hemen şimdi.” Jean-Michel Cousteau

“Temiz su ve sanitasyon” konusu, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) kapsamındaki 6. amaç altında değerlendiriliyor. Bu amaç altındaki 8 alt hedef ile 2030 yılına kadar herkes için güvenli ve ulaşılabilir içme suyuna erişim, yeterli temizlik ve sıhhi koşulların sağlanması, arıtılmamış atık su oranının yarıya indirilmesi, su kıtlığını önlemek adına sürdürülebilir tatlı su tedarikinin sağlanması gibi hedeflere ulaşılması amaçlanıyor.

Bu kapsamda ele alınan konularla ilgili verilere baktığımızda Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 2019’da ortaklaşa yayınladığı rapora göre dünyada 2,2 milyara yakın insanın ihtiyaç halinde temiz suya, 4,2 milyar insanın ise sıhhi sanitasyon tesislerine erişiminin olmadığını görüyoruz (UNICEF ve WHO, 2019). Ayrıca 3 milyar insan evlerinde kolaylıkla ulaşabileceği, el temizliği için gereken temiz suya ve sabuna erişimden mahrum (a.g.e). Bu durum herkese su erişimini sağlayacak yeterli altyapının eksikliğinden kaynaklanabileceği gibi ülkelerin su kaynakları konusunda yaşadıkları sorunların yansıması da olabilir. Bununla ilişkili olarak, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) 41 ülkenin 2011 yılında su sıkıntısı yaşadığını ve bunların 10’unda yenilenebilir su kaynaklarının tükenmek üzere olduğunu belirtiyor..1 İklim değişikliği sonucu artan kuraklık ve çölleşmeyle birlikte bu trendler daha da kötüye gidiyor, 2050 yılına kadar her dört insandan en az birinin sık sık yaşanan su sıkıntısından etkileneceği öngörülüyor (a.g.e).

Kaynak: Sachs vd., The Sustainable Development Goals and COVID-19. Sustainable Development Report 2021

Temiz su ve sanitasyon konusunda Türkiye’deki duruma baktığımızda, 2021 yılında yayınlanan Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’na (J. Sachs vd., 2021, s. 451) göre Türkiye’nin temel içme suyu hizmetlerine ve temel sıhhi tesislere erişim konusunda iyi durumda olduğu söylenebilir (bkz. Tablo1). Ancak söz konusu raporun gösterdiği üzere gerçek anlamda sürdürülebilir bir su yönetimi için özellikle insan kaynaklı atık suların ıslahı/arıtılması konusunda ileriye dönük ciddi adımlar atması gerekiyor (a.g.e.). 2021 yılının ilk döneminde Marmara Denizi’nde yaşanan ve büyük oranda atıkların ileri biyolojik arıtma sürecinden geçmemesi ya da sanayi bölgelerinden gelen kimyasal atıkların kimyasal arıtma sürecinden geçmeksizin denize karışması sonucu oluşan müsilaj sorunu doğanın bir an önce harekete geçmemiz konusunda açık bir uyarısı niteliğinde.

Kısacası, son yıllarda hem dünya genelinde hem de Türkiye’de her ne kadar bu konuda kayda değer gelişmeler gerçekleşmiş olsa da COVID-19’un ve özellikle Türkiye özelinde yaşanan müsilaj sorununun gösterdiği üzere temiz su ve hijyenik şartlar konusunda atılacak adımların olduğu aşikâr. Zira bu konu insan dahil denizde ve kararda yaşayan tüm canlıların yaşamlarının devamlılığı konusunda önemli bir yere sahip ve bu sebeple Birleşmiş Milletler’in 2030 Gündeminde yer alıyor. SKA’lar ile ilgili yerel uygulamaları tanıttığımız yazı dizimizin altıncı yazısında yerel yönetimlerin “temiz su ve sanitasyon” konusunda yaptığı çalışmaları sizlere sunuyoruz.

Paraná, Arjantin

Arjantin'deki Entre Ríos eyaletinin başkenti olan Paraná Şehri, yağmur suları ve kaynak suları tarafından beslenen akarsularla çevreli. Bu akarsulara kanalizasyon suları ve endüstriyel atık suları karışarak çevresel tahribata sebep olmuş. Ayrıca, akarsulardaki değişiklikler ormansızlaşma, sel, toprak erozyonu gibi problemleri de tetikleyerek hem çevreyi hem de orada yaşayan halkın yaşam kalitesini olumsuz olarak etkilemiş. Bunun üzere belediye, mahalle gruplarının talebiyle 16 farklı akarsu için “Su Havzası Komiteleri” (Water Basin Committess)2 başlıklı 16 farklı komite oluşturmuş. İlgili bölgelerde yaşayan halkı, mahalle derneklerini ve belediye çalışanlarını bir araya getiren komiteler, halk tarafından dile getirilen problemleri ele alıp buna çözüm üretmeye çalışıyor. Komiteler, teknik ve halk koordinasyonu olmak üzere yapısal olarak iki farklı birimden oluşuyor. Komite, halkın taleplerinin alınması ve çevre ile ilgili bilginin yaygınlaştırılması için çeşitli platformlarla sosyal medya kullanılıyor; doğal alanların ve çevrenin korunması için yasal araçlar tasarlıyor. Teknik çalışmalara gelindiğinde su ve toprakta kalite analizi yapılıyor. Halkta farkındalık uyandırmak ve onları bilgilendirmek için farklı su havzalarını gösteren harita tasarlanmış ve bu haritanın kopyaları okullara, kütüphanelere ve diğer kamusal alanlara dağıtılmış.

Kaynak: https://use.metropolis.org/case-studies/paranas-water-basin-committees

Komitelerin çalışmaları, maksimum sel seviyesi, her havza için araştırılan su ve toprak kalitesi gibi hükümet tarafından sistematize edilen bilgiye erişimi kolaylaştırıyor; parkların gelişimi ve çevre iyileştirme projelerinin bütçelerinin belirlenmesi ve yönetimi sürecini kolaylaştırıyor; sivil toplum kuruluşları ve belediye arasında koordinasyon kurulmasını destekliyor; halk arasında çevreye yönelik farkındalık oluşturulmasına yardımcı oluyor ve temizlik çalışanları arasında akarsuların çevresel değeriyle ilgili farkındalık ve kapasite inşasına katkıda bulunuyor. Proje şimdiye kadar gözle görünür sonuçlar elde etmeyi başarmış. Bu sonuçlar arasında, farklı doğal sistemler arasındaki ilişkiye yönelik farkındalık yaratımı, toprağın kullanımına ilişkin bakışın değişimi ve her şeyden öte akarsuların “sel suyu kanalı”ndan ziyade “biyolojik koridorlar” olarak tanımlanması yer alıyor. Ayrıca, komiteler sayesinde su havzaları analiz, planlama ve kent yönetimin önemli çalışma konuları arasına girmiş; operasyonel ve hizmet personellerine verilen eğitim, kurumların ve sivil toplum kuruluşlarının kent yönetiminin politikalarına girdi sağlayabilecek veri, bilgi ve kaynağı sağlamalarını teşvik etmiş. Son olarak projenin kentteki katılım kültürünün gelişimini desteklediği de söylenebilir.

Cape Town, Güney Afrika

Özellikle iklim değişikliğinin etkisiyle dünyanın farklı bölgelerinde art arda kuraklık rekorlarının kırıldığına tanık oluyoruz. Bu rekorların kırıldığı yerlerden biri de Güney Afrika’nın Cape Town şehri. Peş peşe kuraklık rekorları kıran şehirde kent yönetimi, su kullanımının kişi başına günlük 50 litrenin üstüne çıkması durumunda 2018 yılı Nisan ayında şehrin kullanılan sularının tükeneceğini ve musluklardan su gelmeyeceğini hesaplamış.3 Ayrıca, yapılan çalışmalarda bireylerin su krizine farklı yanıtlar verdiği, bazı mahallelerde su tüketimi azken bazılarında alışkanlıkların değişmediği ortaya çıkmış.4 Belediye, az su tüketen haneleri kamusal alanda takdir etmek ve diğerlerinde de su tasarrufuna yönelik davranış değişikliğini teşvik etmek için Ocak 2018’de “Kent Su Haritası” (City Water Map)5 girişimini hayata geçirmiş. Girişim kapsamında Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) verileri kullanılarak oluşturulan online bir platformda su tasarrufu ile ilgili farklı seviyede hedefleri gerçekleştirmiş konutlar yeşilin farklı tonları ile işaretlenerek öne çıkarılmış. Örneğin, ayda 6.000 litre veya daha az su tüketilen evler koyu yeşil renkle işaretlenirken ayda 6.000 ve 10.500 litre su tüketen evler açık yeşil ile belirtilmiş. Su kullanımına yönelik veriye sahip olunmayan haneler için ise gri renk kullanılmış. Harita aylık olarak güncellenerek son durum ve aylık değişlikler konusunda kamu bilgilendirilmiş. Ayrıca, halkın haritadaki verileri anlamlandırabilmesi için bilgilendirici ek belgeler de hazırlanmış. “Bu Şehri Yeşile Boyayalım” (Let’s Paint This City Green)6 başlıklı medya kampanyasıyla da desteklenen girişim sonucunda evlerdeki su tüketimin önemli ölçüde azaldığı gözlemlenmiş. Bunun yansıması olarak da Cape Town’daki su tüketiminin kuraklık öncesi döneme göre %55 oranında azaldığı ortaya çıkmış. Mayıs 2018’de Uluslararası Su Derneği (International Water Association) tarafından “Başarı Sertifikası” ile ödüllendirilen bu yaratıcı uygulama, belediyelerin halkı davranış değişikliğine teşvik ederek de sürdürülebilir bir dünyaya katkı sunacağının çok çarpıcı ve etkileyici bir örneğini sunuyor.

Kaynak: https://memeburn.com/2018/01/cape-town-city-water-map/

Lima, Peru

Peru’nun Lima metropol bölgesi, su kaynakları konusunda yoksunluk yaşayan kentlerden biri. Bu duruma ek olarak var olan su sisteminin de yeterince verimli olmaması sonucu Lima belediyesi kent planlamasında bir yaklaşım değişikliğine gitmeye karar vermiş. Yerel otorite, kentin su döngüsünün korunmasını ve gelişimini desteklemek ve su kullanımını optimize etmek amacıyla açık alanların tasarımında rehber olarak kullanılabilecek Lima Ekolojik Altyapı Stratejisi (Lima Ecological Infrastructure Strategy - LEIS)7 hazırlamış. LEIS, üç bölümden oluşuyor:

•Bütünleşik planlama prensipleri: Bir dizi kuraldan oluşan prensipler, kentin geleceği konusunda etkin rolü olan farklı aktörlerin bir araya getirildiği ve kent kalkınması ve su yönetimi konularında karşılaşılan problemlere yönelik çözümlerin tartışıldığı çalıştaylarda belirlenmiş. Söz konusu prensipler ile kent planlaması ve politika yapımına katkı sunulması planlanıyor.

•LEIS aracı: CBS tabanlı araç, stratejinin planlama ve simülasyon mekanizması olarak görülebilir. Araç ile kent büyümesinin suya ilişkin etkileri ve suya talep ile örnek tasarım çözümlerinin suyu tekrar kullanma potansiyeline yönelik varsayımları simüle edilmiş.

•LEIS el kitabı: Lima’daki farklı mekânsal durumlardaki farklı su kaynakları için suya hassas bir takım kentsel tasarım çözümlerini içeriyor.

Katılımcı bir yaklaşımla oluşturulan LEIS, su sıkıntısı yaşayan kentlerdeki yerel otoritelerin planlama yaparken başvurabileceği değerli bir kaynak olarak öne çıkıyor.

Kocaeli, Türkiye

Birçoğumuzun özellikle müsilaj sorunuyla farkına varmış olsak da atık suların uygun bir şekilde bertaraf edilmemesi durumunda doğaya ve canlı yaşamına ciddi tehdit oluşturması yeni bir olgu değil. Sanayi bölgelerinden gelen kimyasal atıklar ya da evsel atık sularının uygun bir şekilde arıtılmaması ya da deşarj edilmemesi kentin habitatına bir süredir zarar veriyor. Sanayisiyle öne çıkan Kocaeli de bu sorundan muzdarip olan kentlerden biri. Kent çevresi özellikle evsel ve endüstriyel atık sularının vidanjörler ile belirli bir işleme tabii tutulmadan kaçak bir şekilde kanalizasyonlara ve şehirdeki derelere dökülmesi sonucu tahribata uğramış. Bu soruna karşılık Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSU), 2019 yılında “Kocaeli Atık Su Transfer İzleme Sistemi (KATİS)8” adlı yeni bir uygulamayı hayata geçirmiş. Uygulama kapsamında ilk olarak İSU’dan çalıştırma izni alınarak İSU’nun yetki alanında çalışan vidanjörlerin taşıdıkları atık su miktarı, doldurma ve boşaltma yaptıkları koordinatlar gibi bilgiler online olarak takip edilmiş. Ardından Kocaeli Valiliği Mahalli Çevre Kurulunun aldığı kararla 2020 yılı Mart ayında bu sistemin kapsamı 8 KATİS hakkında daha fazla bilgi için: https://www. isu.gov.tr/haberler/detay.aspx?Id=7888 genişletilerek Kocaeli sınırlarında iş gören tüm vidanjörlerin İSU’dan izin belgesi alması ve dolayısıyla sisteme entegrasyonu zorunlu kılınmış. Türkiye’de ilk defa hayata geçirilen uygulama ile sıvı atıkların uygun bir şekilde taşınması, alıcı ortama ve kanalizasyon sistemlerine kaçak dökümlerin engellenmesi, kantar olmaksızın alınan ve boşaltılan sıvı atıkların dolum ve boşaltım noktaları ile birlikte litre cinsinden miktarının belirlenmesi, bertaraf veya arıtma işlemine tabi tutulacak atığın tank içinde farklı sıvı atıklarla harmanlanmasının engellenmesi, olumsuz durumların anlık olarak ilgili denetim birimlerine aktarılması ve sıvı atık transferlerinin online olarak denetim altına alınması sağlanıyor. Uygulama bu potansiyeliyle diğer kentlere de bir örnek teşkil ediyor.

Kaynak: https://www.bugunkocaeli.com.tr/haber/3640880/katis-ile-vidanjorler-takip-ve-kontrol-altinda

KAYNAKLAR

1 https://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/sustainable-development-goals/goal-6-clean-water-and-sanitation.html

2 Su Havzası Komiteleri hakkında daha fazla bilgi için: https://www.uclg.org/sites/default/files/pln26_eng.pdf

3 https://theconversation.com/cape-towns-map-ofwater-usage-has-residents-seeing-red-90188

4 https://use.metropolis.org/case-studies/city-ofcape-towns-water-map

5 “Kent Su Haritası” girişimi hakkında daha fazla bilgi için: https://use.metropolis.org/case-studies/city-of-cape-towns-water-map üzerinden erişebilirsiniz.

6 https://www.news24.com/news24/travel/capewater-crisis-mother-city-paints-the-town-greenwith-new-water-map-20180116

7 LEIS hakkında daha fazla bilgi için: https://use.metropolis.org/case-studies/lima-ecologicalinfrastructure-strategy-leis erişebilirsiniz.

8 KATİS hakkında daha fazla bilgi için: https://www.isu.gov.tr/haberler/detay.aspx?Id=7888

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF). (2019). Progress on household drinking water, sanitation and hygiene 2000-2017. Special focus on inequalities. New York.

Sachs, J., Traub-Schmidt, G., Kroll, C., Lafortune, G., & Fuller, G. (2021). Sustainable Development Report 2021: The Decade of Action for the Sustainable Development Goals. Cambridge University Press.

*Bu yazı, Kent dergisinin Ekim-Aralık 2021 tarihli altıncı sayısında yayımlanmıştır.

*Derginin tamamını MBB Kültür Yayınları sitesinden buraya tıklayarak indirebilirsiniz.