29.11.2022

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 2: Açlığa Son

Dünyada 820 milyondan fazla kişi açlık sorunu yaşıyor ve yaklaşık 135 milyon kişi aşırı açlıkla karşı karşıya. COVID-19 salgınıyla açlık sorununun daha da derinleşmesi bekleniyor. Dünya genelinde yerel yönetimler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında açlık ile nasıl mücadele ediyor?

Yazan: Özge Sivrikaya, MBB Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Elçisi

COVID-19 salgınına karşı alınan önlemlerin en üst seviyede olduğu 2020 yılının bahar aylarında çoğumuzun aklından en azından bir kez şu soru geçmiştir: “Acaba gıda ürünü bulma konusunda sıkıntı yaşar mıyım?” Sosyal mesafe önlemleri kapsamında uygulanan kısıtlar sebebiyle besin tedarikinde yaşanan aksaklıklar, tarımsal faaliyetlerin azalması, bu sorunlarla ilişkili olarak bazı ürünlerde görülen fiyat artışı ve endişeli bireylerin marketleri boşaltma yarışı dünya nüfusunun önemli bir kısmının yemeğe erişimini tehlikeye soktu. Çoğumuzun yeni keşfettiği bu savunmasızlık hali aslında dünyadaki her 9 kişiden 1’i için yeni bir durum değil. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) güncel tahminine göre dünyada 820 milyondan fazla kişi açlık sorunu yaşıyor ve yaklaşık 135 milyon kişi aşırı açlıkla karşı karşıya. Araştırmacılar, salgın öncesinde yapılan çalışmalar sonucu belirlenen bu sayıların salgın sebebiyle daha çok artacağını dile getiriyorlar. Kısacası nüfus artışı, yoksulluk, çatışmalar, politik istikrarsızlık, sorunlu tarım politikaları, iklim değişikliğinin tarım alanları ve tarıma bağlı geçim üzerindeki olumsuz etkileri gibi sebeplerle dünya üzerinde yaygın olan açlık sorunu, COVID-19 salgınıyla daha da derinleşeceğe benziyor.

Kaynak:  C40

Öte yandan dünyanın farklı ülkelerindeki yerel otoriteler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA) kendilerine rehber olarak benimseyip SKA 2 (Açlığa Son) kapsamında 2030’a kadar açlığın her biçimini bitirmek için çaba harcayacaklarını belirttiler. Küresel hedeflere ulaşma yolunda, yerel politik aktörler bugün COVID-19’un yarattığı ortam sebebiyle daha ciddi bir açlık sorunuyla mücadele etmek zorundalar. Bu noktada geçmişin deneyimlerinden yararlanma, hızlı ve etkili bir politika geliştirmek için anahtar bir öneme sahip. Biz de Kent’in bu sayısında, yerel yönetimlere ilham olmaları umuduyla, dünyanın farklı bölgelerindeki belediyelerin açlık ve besin güvensizliğine yönelik geliştirdiği ve SKA 2’ye katkı sunan örnek uygulamalarını sizlere sunuyoruz.

DAKAR - SENEGAL

Nüfus artışı ve iklim değişikliğinin etkileri sebebiyle ekilebilir arazilerinde azalma yaşanan Senegal’in başkenti Dakar’da kent yönetimi, besin güvensizliği sorununun çözümü için yüzünü mikro-bahçecilik (micro-gardening) diye bilinen tarım türüne dönmüş durumda. Kısaca tanımlamak gerekirse, mikro-bahçecilik ahşap tepsi, vazo, şişe gibi eski ev eşyalarının içinde ürünlerin yetiştirilmesi pratiğine deniyor. Bu bakımdan, tarım alanlarının oldukça daraldığı kentsel çevrede bireylerin çatı, avlu ya da küçük boş alanlarda tarım yapmasını mümkün kılıyor. Mikro- bahçecilikte kullanılmış eşyalar ve toprak tabakasında fındık kabuğu ya da pirinç samanı kullanıldığı için düşük bütçelerle taze sebzeler yetiştirilebiliyor. Ayrıca, geleneksel tarımla kıyaslandığında mikro-bahçecilikte su, arazi gibi kaynaklara daha az ihtiyaç duyulduğu için bu tarım türü iklim değişikliğinin sonuçlarından daha az etkileniyor. Dakar Belediyesi, bu yenilikçi, verimli ve iklim değişikliğine dayanıklı tarım türünü Dakar’daki tarım arazisi azlığı, besin güvensizliği ve yoksulluk gibi sorunlara çözüm olarak kullanmaya karar vererek 2006’da “Mikro-Bahçecilik” Projesini hayata geçirmiş. Belediyenin yürüttüğü projede kadın, yaşlı, genç, engelli gibi toplumun kırılgan gruplarından gelen bireyler mikro-bahçecilik teknikleri konusunda eğitiliyor ve onlara ürün yetiştirmeleri için alan temin ediliyor. Söz konusu proje yararlanıcılarını eğitmek için 18’i kadın 6’sı erkek olmak üzere mikro-bahçecilik ile ilgili eğitim verebilecek 24 eğitmen yetiştirilmiş ve 12 eğitim merkezi açılmış. Ayrıca, 26 ilkokulun etrafında mikro-bahçecilikle uğraşılabilecek alanlar oluşturulmuş. Yüzde 83’ü kadın olmak üzere 9.694 kişi bu projeden yararlanmış. Projenin diğer yararlarına baktığımızda, mikro-bahçecilik yöntemiyle taze ürünler uygun fiyatlara bulunabildiği için bu bahçelerden elde edilen ürünlerle dezavantajlı gruplara toplu yemek hizmeti verilebildiğini görüyoruz. Diyabet, obezite, anemi sorunu yaşayan kadınlar için daha iyi bir beslenme biçimi sunuluyor ve gençler arasında da sebze tüketiminin artışı sağlanıyor. Ayrıca, bireyler fazladan yetiştirdikleri ürünleri satarak ek gelir elde ediyorlar. Dakar kent yönetimi, mikro-bahçeciliği kentin master planına eklemiş. Yönetiminin bundan sonraki amacı ise program yararlanıcılarına tarım ekipmanları elde etme konusunda destek vermek ve satın alma merkezi kurmak.

Kaynak: Andernach

ANDERNACH - ALMANYA

Almanya’daki Andernach Belediyesi, 2010 yılında başlattığı “Yenebilir Kent" (Edible City) Projesi kapsamında kenti daha yaşanılabilir ve çevre dostu yapmak için “kalıcı tarım” anlamına gelen permakültür bahçeleri açmış. Birden çok ürünün yetiştirilebildiği ve çok fonksiyonlu olan bu bahçelerde kent sakinlerinin farklı meyve, sebze ve bitkileri ekmesine ve buralardan hasat toplamasına izin veriliyor. Bu sayede kent sakinleri bitki ekme, yetiştirme ve hasat döngüleri hakkında daha fazla bilgiye sahip oluyor, bu bahçelere gelenlerle sosyalleşme fırsatı bulabiliyor, burada yetişen sağlıklı ürünlere ücretsiz bir şekilde erişebiliyor ve kentlerinin daha yeşil bir yer olmasına katkı sunabiliyor. Ayrıca, permakültür bahçelerinde her yıl bir ürün öne çıkarılıyor ve o ürünün farklı türleri ekiliyor. Örneğin, 2010 yılında domates, yılın ürünü olarak seçilmiş ve domatesin 101 farklı türü Andernach’taki permakültür bahçelerine ekilmiş. Bahçeler bu şekilde biyoçeşitliliğin devamlılığını da sağlamayı hedefliyor. Permakültür bahçelerine ek olarak, Yenebilir Kent Projesi kapsamında Andernach Belediyesi, Perspektive şirketi ile işbirliği yaparak uzun süredir işsizlik sorunu çeken kişileri bu alanların bakımı ve yönetimi konusunda istihdam ediyor. Projenin diğer bir ayağında ise, okul bahçeleri kurularak ilkokul çağındaki çocuklara sürdürülebilirlik, permakültür ve sağlıklı beslenme konularında bilgi veriliyor. Kısacası Andernach Belediyesi, farklı aktiviteleri içeren Yenebilir Kent Projesi ile aynı anda besin güvenliğine, biyoçeşitliliğe, kaliteli ve sağlıklı yaşama, ekonomik kalkınmaya, alternatif ve sürdürülebilir tarıma katkı sunuyor.

Kaynak: Milanourbanfoodpolicypact

MİLANO - İTALYA

İtalya’nın Milano şehri, besin güvensizliği ile üretici ve tüketici arasındaki mesafenin artışı, yoksul kesimlerin besin kaynaklarına ulaşamaması, lojistiğin yarattığı çevre kirliliği gibi besin sisteminde yaşanan sorunları politika düzeyinde ele alarak bu konuya bütüncül ve yapısal bir çözüm üretmeye çalışıyor. Bu amaçla Milano Belediyesi, 2014 yılında Cariplo Vakfı ile iyi niyet sözleşmesi imzalayarak kapsamlı bir besin politikası hazırlamaya yönelik çalışmalara başlamış. Öncelikle Milano’daki besin sistemi analiz edilmiş, ardından iç ve dış paydaşlarla görüşmeler yapılmış. Bu ön çalışmaların sonucunda 2015 yılında kentin vizyonu ve yol haritasını içeren “Milano Besin Politikası Kılavuzu” hazırlanmış. Belgede kentin besin konusunda da önceliklerine de yer verilmiş:

- Herkesin temel gıda olarak sağlıklı yemeğe ve yeterince içme suyuna erişimini sağlama,

- Besin sisteminin sürdürülebilirliğini teşvik etme,

- İnsan haklarına ve çevreye duyarlı üretilip dağıtılan, sağlıklı, güvenilir, kültürel olarak uygun ve sürdürülebilir yemek farkındalığı yüksek tüketici kültürünü teşvik etme,

- Çevre kirliliğini ve sosyal eşitsizlikleri azaltmak amacıyla fazlalıkları ve besin atığını azaltma,

- Bilimsel tarım araştırmalarını destekleme ve teşvik etme.

Belediye, besin politikalarının uygulanması için iki kurum oluşturmuş. Bunlardan ilki olan Metropol Besin Konseyi (Metropolitan Food Council), besin sistemiyle ilgili meseleleri yönetiyor. Diğer kurum Denetleme Sistemi (Monitoring System) ise belediyenin eylemlerini, uygulamaların zaman içindeki etkilerini denetliyor. Kısacası, Milano’nun sürdürülebilir, eşitlikçi ve dayanıklı besin sistemi yaratmak için besinle ilişkili meseleleri bütüncül bir biçimde ele alan bir politika benimsediğini, bu politikaların uygulanması için kurumsal altyapıyı kurduğunu ve ilgili kent paydaşlarıyla işbirliği yaptığını söylemek mümkün. Milano, bu çabaları sayesinde, 2018 yılında Guangzhou Uluslararası Kentsel Yenilik Ödülü alan şehirlerden biri oldu. Milano’nun sürdürülebilir besin sistemine yönelik çabalarının sadece kendi bölgesiyle sınırlı kalmadığını da görüyoruz. Milano Belediyesi, 2015 yılında Milano’da “Gezegeni Beslemek, Yaşam için Enerji” temasıyla düzenlenen Expo 2015 sırasında kent yönetimleri tarafından imzalanmak üzere, kent seviyesinde besinle ilişkili meseleleri ele alan uluslararası bir protokol hazırlanması konusunda teklif sundu. Yapılan ön çalışmalar sonucu hazırlanan Milano Kentsel Besin Politikası Sözleşmesi 15 Ekim 2015 tarihinde 100’den fazla kent tarafından imzalandı.

Kaynak: Habertürk

MEZİTLİ - TÜRKİYE

Mersin’e bağlı Mezitli Belediyesinin öncülüğünde başlatılan Mezitli Kadın Üretici Pazarı projesi, besin güvenliğine ve cinsiyet eşitliğine katkı sunmasının yanı sıra üretici ve tüketici arasındaki ilişkiyi de yeniden tanımlaması açısından oldukça yenilikçi. Proje kapsamında Kadın Üretici Pazarında kırsal kesimlerdeki kadınların tarlalarda yetiştirdikleri ürünleri ve kendi yaptıkları takı, giysi, oyuncak gibi eşyaları satarak ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durabilmeleri hedefleniyor. Projenin ilk adımı olarak pazarda ürün satabilecek kadın üreticilerin tespit edilmesi için görüşmeler yapılmış. Üreticiler belirlendikten sonra ilk pazar, 2014 yılında kurulmuş. Proje her ne kadar Mezitli Belediyesince başlatılsa da pazarın idaresi sürecine kadın üreticilerin ve tüketicilerin de dahil olduğunu görüyoruz. Mezitli Belediyesi pazarların fiziksel altyapısını sağlayıp ana denetlemeleri gerçekleştiriyor. Pazarın organizasyonu ise kadın üreticilere bırakılmış ve öncesinde belediye bu konuda eğitim vermiş. Projenin önemli boyutlarından biri ise kadın üreticilerle tüketicilerin sürekli etkileşim halinde olması. Üreticiler, pazarı tüketicilerin istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ve yerelin şartlarına göre şekillendiriyor. Bu bakımdan Mezitli Kadın Üretici Pazarları, tüketicilerin ve üreticilerin isteklerine göre biçimlenen esnek bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.

Kaynak: Nate Greno

KAYNAKÇA

1 The future of food and agriculture: Trends and challenges, FAO, 2017: http://www.fao.org/3/ca5162en/ca5162en.pdf

2 Bir örneği için bakınız: https://insight.wfp.org/covid-19-will-almost-double-people-in-acute-hunger-by-end-of-2020-59df0c4a8072

3 The state of food security and nutrition in the world, FAO, 2019: http://www.fao.org/3/ai6583e.pdf

4 https://www.worldhunger.org/climate-change/

5 Dakar’ın Mikro Bahçecilik Projesine dair daha fazla bilgiye https://www.c40.com/case_studies/micro-gardening-in-dakar-alleviates-poverty- hunger-and-food-insecurity üzerinden erişebilirsiniz.

6 Andernach’ın Yenebilir Kent Projesine dair daha fazla bilgiye https://www.connective-cities.net/en/good-practice-details/gutepraktik/ andernach-the-eatable-city-1/ üzerinden

erişebilirsiniz.

7 Milan’ın Besin Politikası Kılavuzuna http://mediagallery.comune.milano.it/cdm/objects/changeme:71638/datastreams/dataStream3943587268670669/content?1482924699146 üzerinden erişebilirsiniz.

8 Milan Kentsel Besin Politikası Sözleşmesi’ne http://www.milanurbanfoodpolicypact.org/wp-content/uploads/2016/06/Milan-Urban-Food-Policy-Pact-EN.pdf üzerinden erişebilirsiniz.

9 Mezitli Kadın Üretici Pazarı ile daha detaylı bilgiye https://www.mezitli.bel.tr/kadin-uretici-pazarlari üzerinden erişebilirsiniz.

*Bu yazı, Kent dergisinin 2020 tarihli ikinci sayısında yayımlanmıştır.

*Derginin tamamını MBB Kültür Yayınları sitesinden buraya tıklayarak indirebilirsiniz.