21.11.2023

Dikkat! Kentte Çocuk Var… Kent Yönetimine Çocuk Katılımı Konusunda Bir Model Olarak “İstanbul Çocuklara Soruyor” Projesi

YAZAN: Sibel Çetingöz, Erdoğan Kahyaoğlu

kentin bir öznesi olarak onların sadece bir “gelecek nesil” değil “var olan” bir nesil, “bugünün” vatandaşları olarak kentteki varlık ve yaşamlarına, yaşam koşullarına, ihtiyaç ve taleplerine, bir bütün olarak kente ilişkin kendi vizyonları ve söyleyecek sözleri var.

Tamamlanmamış, hiç tamamlanmayacak bir öykünün içinde yaşıyoruz. Kâh içindekilerle birlikte kâh içindekilerden koparak acımasız bir büyüme girdabına kapılan kentlerin içinde soluk alıyoruz. Kentler içindeki yaşamı, doğayı, çevreyi umursamayan obez bir iştahla metropollere dönüşüyor ve “Yaşadığımız kentler ne için, kimin için var?” sorusu bütün heybetiyle önümüzde durmaya devam ediyor. “Herkes için” yanıtı doğal görünmesine karşın, özellikle metropollerde sesi daha az çıkan, daha kırılgan grupların kendine yer bulması ne yazık ki mümkün olamıyor. “Sesi daha az çıkan”, grupların başında ise, kent nüfuslarının çok önemli bir kısmını oluşturan çocuklar yer alıyor. Oysa kentin bir öznesi olarak onların sadece bir “gelecek nesil” değil “var olan” bir nesil, “bugünün” vatandaşları olarak kentteki varlık ve yaşamlarına, yaşam koşullarına, ihtiyaç ve taleplerine, bir bütün olarak kente ilişkin kendi vizyonları ve söyleyecek sözleri var.

Çocukların yaşadıkları kentte sadece “kendilerine özel” bazı ihtiyaçları olan bir grup olarak değerlendirilmesinden, bir bütün olarak yaşadıkları kentin gelişimine ve iyileştirilmesine yönelik iç görüleri, düşünceleri, kavrayışları ve enerjileri olan bir grup olarak ele alınmaları gereğine geçiş farklı ve yeni bir yaklaşım, bir “yeniden çerçeveleme” gerektirir. Ancak çocukların “kolay” bir paydaş oldukları söylenemez.  Öncelikle çocuk olmak, aynı zamanda kolay ikna olmamak, ihtiyaç ve istekleri konusunda ısrarcı olmak, kendi önceliklerini dayatmak, açık, şeffaf ve sansürsüz olmak demek. Ayrıca, çocuk katılımı söz konusu olduğunda çoğunlukla yetişkinlerin öncelik, tercih ve motivasyonlarının aşılması, bunun yerine geniş, kapsayıcı, özgür, nitelikli ve gerçek bir katılım sağlayan sistem ve yöntemler oluşturulması, hayata geçirilmesi de kolay değildir.

BİR “HAK” OLARAK KENT YÖNETİMİNDE ÇOCUK KATILIMI ve GERÇEK KATILIMCILIK

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında, çocukların beslenme, barınma, eğitim, korunma gibi haklarının yanı sıra kendilerini ilgilendiren konularda görüş ve düşüncelerini ifade etmeleri de bir hak olarak yer alır ve “çocuğun gelişen kapasitesine uygun olarak” düşünce özgürlüğü ve yine “çocuğun yaşı ve olgunluğuyla tutarlı” ifade özgürlüğünün tanınması gerektiğine vurgu yapılır (Madde 12).

“Katılım” genel kabul gören tanımı ile doğrudan veya dolaylı olarak etkilenenlerin gönüllülük temelinde karar alma süreçlerine katılması, etkin bir şekilde “dahil olması” olarak tanımlanabilir. Bunun için, katılımı mümkün kılacak ifade özgürlüğünün bulunması, ön koşuldur.  Katılım ancak, dinamik bir yapılandırma süreci olarak ele alındığında, planlama, tasarlama, yürütme ve izlemeye dair yöntem ve süreçleri de kapsayan bir bütünlük söz konusu olduğunda gerçek ve nitelikli bir katılımdan söz edilebilir.

ABD’li psikolog Roger A. Hart tarafından bir metafor olarak modellenen “Katılım Merdiveni Basamakları”, çocuk katılımına ilişkin farklı katılım düzeylerini ve farklı katılım biçimlerini etkin bir şekilde tanımlamaktadır. (Stepping Back from “The Ladder”: Reflections an a model of participatory work with children, 2008)

Merdiveninin en alt basamaklarını oluşturan, “manipülasyon, dekorasyon ve maskotluk”, çocukların kendi düşüncelerini doğrudan kendilerinin iletemedikleri, bunun için kendilerine fırsat, zaman ve platform sağlanmayan, sadece söz sahibi oldukları izlenimi veren girişimlerdir. Bu ilk üç basamak, katılımın “mış gibi” olduğu basamaklardır. Ancak bu basamaklardan sonra gerçek ve nitelikli bir katılımdan söz edilmeye başlanabilir.

Çocukların kent yönetimine “gerçek ve nitelikli” katılımı bir “hak” olmasının yanı sıra, başlıca şu nedenlerle önemli ve değerlidir;

Çocuk katılımı yetişkinlerden çocuklara bir güç aktarımını içerir ki bu da çocukları edilgen alıcılardan, bilgi sahibi olan ve yaşamlarını etkileyen kararları etkileyebilen aktif bireylere dönüştürür,

Çocuklar oy kullanmak gibi demokratik bir katılım aracından yoksundurlar ve katılım, aktif olarak demokrasiyi deneyimlemelerine olanak sağlar, 

Çocuklarda hem kendilerinin hem başkalarının sorumlulukları konusunda farkındalık yaratır ve politik bilinçlerinin gelişmesine katkı sağlar,

Katılım yoluyla fikirlerinin alınması ve fikirlerine değer verilmesi, çocukların bir değişim başlatabileceklerine ilişkin özgüven, umut ve motivasyonlarını arttırır,

Çocukların toplumun aktif ve eşit bir parçası olması ile gelişen sahiplenme ve aidiyet duygusu ile kent, çocukluktan itibaren “onların kenti” olur,

Günümüzde kentlerin gelişiminde en önemli sorunlardan biri, nerdeyse sadece yetişkin ve üreten kesimlerin ihtiyaçlarının dikkate alınması olduğundan, çocuk katılımı bu bakış açısını tersine çevirerek yerel yönetimler için kentin daha demokratik şekilde tasarlanması için gerekli bir koşulu sağlar,

Kentsel gelişimde yaratıcı fikirlere ihtiyaç vardır ve çocuklar genellikle yaratıcılık ve yenilikçilik konusunda “uzmandırlar”. Gerçekten değişim yaratmak isteyen bir yerel yönetim, çocukların somut katkısından da yararlanır,

Yerel düzeyde çocuk katılımı daha iyi hizmetlere, daha duyarlı yerel politika ve planların geliştirilmesine, çocukların önceliklerini desteklemek için yerel bütçelerin daha efektif kullanımına etki edebilecek bir potansiyel taşır.

"'Çocuk Meclislerinin' genel olarak sembolik denebilecek düzeyde katılım sağlayabildiği, gündem oluşturmakta ve anlamlı bir temsil niteliği taşımasında sıkıntı yaşandığı gözleniyor."

Bu bakış açısı ile, son yıllarda çocukların yerel yönetim kararlarına aktif birer paydaş olarak katılabilmesi yönünde fırsatlar oluşturulmasının daha çok ilgi gördüğü, bunun yöntemleri konusunda çalışma, girişim ve uygulama örneklerinin arttığı, çocuklar ve kent yönetimleri arasında gerçek, etkin ve sürekliliği olan bir iletişimin nasıl kurulabileceğine dair çeşitli arayışlar olduğu görülüyor. Bunların arasında yer alan “Çocuk Meclislerinin” genel olarak sembolik denebilecek düzeyde katılım sağlayabildiği, gündem oluşturmakta ve anlamlı bir temsil niteliği taşımasında sıkıntı yaşandığı gözleniyor.Bunun aşılabilmesi için çocukların katılım kapasitelerini geliştirebilecekleri ve yansıtabilecekleri farklı ortamlar ve fırsatlar sağlanması, çocukların ve yerel yönetim aktörlerinin “aktif birer paydaş” olarak yer alabilecekleri yeni ve alternatif modellerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

“İSTANBUL ÇOCUKLARA SORUYOR” VE “İSTANBUL ÇOCUKLARLA KONUŞUYOR” PROJELERİ

İstanbul Çocuklara Soruyor ve tamamlayıcı halkası olarak İstanbul Çocuklarla Konuşuyor projeleri, tam da bu ihtiyaca bir yanıt olarak, bu bakış açısı ve motivasyonla, İstanbul Kent Konseyi’nin  “İstanbul’da yaşayan her çocuk, Çocuk Meclisi’nin doğal bir üyesidir” yaklaşımı doğrultusunda İnformel Eğitim-çocukistanbul tarafından geliştirildi, yapılandırıldı, uygulandı, İstanbul Kent Konseyi iş birliği ile büyük ölçekli bir “katılımcı demokrasi” projesi olarak hayata geçirildi.

İstanbul Çocuklara Soruyor projesi, 6-14 yaş grubu toplam 6.601 çocuğun katılımı ile Aralık 2021- Mart 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Proje uygulamasına, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bölüm, birim ve iştirakleri, ilçe belediyeleri ve kent konseyleri, eğitim kurumları, STK’lar, müzeler, kütüphaneler ve farklı alanlarda faaliyet gösteren informel eğitim aktörlerinin yer aldığı toplam 52 paydaşın ve yanı sıra çok sayıda öğretmen ve ailenin aktif katılımının sağlanması, İstanbul’un her ilçesine ve her kesimden çocuğa ulaşılabilmesinde belirleyici bir faktör oldu.  

Projenin amacı ve ayırt edici özelliği, sorunları ve imkanları ile yetişkinlerin perspektifinden tartıştığımız kentleri çocukları katarak duymak ve tartışmak, ancak bunu yaparken genel olarak uygulandığı şekliyle yetişkinlerin önceden belirledikleri bir gündem çerçevesinde belirli bir grup çocuğun fikirlerini alma yaklaşımını değil, her kesimden çocukların özgür, gönüllü ve aktif katılımları ile kendi gündemlerini doğrudan kendilerinin belirlemesi yaklaşımını temel almasıdır. Başka bir deyişle, “çocuklar için” değil, “çocuklarla birlikte” yaklaşımı ile yapılandırılmış olmasıdır.

"Çocukların geniş katılım ve büyük bir motivasyonla “sözlerini söylemiş olmaları” kendisi olarak her ne kadar son derece önemli ve değerli olsa da sözün muhataplarınca “doğrudan duyulması”, bir geri bildirim alınması ve karar verme süreçlerinde “dikkate alınması” gerçek bir katılım sürecinin vaz geçilemez halkalarıdır."

Projede, “bakım metaforundan” hareketle, önce kendi “zihin vizörlerinden” rengi, sesi, kokusu, çağrıştırdıkları ile İstanbul’un bir fotoğrafını çektiler, ardından İstanbul’u masaya yatırarak bir “İstanbul uzmanı” olarak ayrıntılı bir şekilde gözden geçirerek “bakıma aldılar”. Bu rolleri ile kentin işleyen yönlerini “madalyaları” ile ödüllendirdiler, aksayan, sorun olarak gördükleri yönlerini belirlediler ve iyileştirilmesi, geliştirilmesi için çözüm önerilerini ve “bakım talimatlarını” oluşturdular. Elde edilen verilerin analiz ve değerlendirmesi sonucunda, çocukların kente ve kentteki yaşamalarına ilişkin “kendi gündemleri”, bir dizi “Konu Başlığı ve Alt Başlıkları” olarak kendileri tarafından ortaya koyulmuş oldu.   

Çocukların geniş katılım ve büyük bir motivasyonla “sözlerini söylemiş olmaları” kendisi olarak her ne kadar son derece önemli ve değerli olsa da sözün muhataplarınca “doğrudan duyulması”, bir geri bildirim alınması ve karar verme süreçlerinde “dikkate alınması” gerçek bir katılım sürecinin vaz geçilemez halkalarıdır.  Bu anlayışla, hemen ardından tamamlayıcı bir halka olarak gerçekleştirilen İstanbul Çocuklarla Konuşuyor projesi ile, bu kez sözünü söylemiş binlerce çocuk arasından oluşan Çocuk Danışma Kurulu üyeleri ile karar vericiler, yapılandırılmış bir çerçevede bir araya getirilerek, bir doğrudan diyalog ortamı oluşturmuş ve böylelikle çocuk katılımı bir üst basamağa çıkartılmış oldu. Toplam 85 Çocuk Danışma Kurulu üyesi ve 97 İBB Temsilcisinin katıldığı 5 ayrı tematik toplantıda çocuklarla yatay diyaloğun teşvik edilmesi ve yetişkinlerle aralarında ortak bir dil yaratılmasına yardımcı olacak, etkin ve yapılandırılmış bir çerçevede katılımlarının sağlanmasına rehberlik edecek bir referans oluşturulmuş, çocukların, işaret ettikleri, önerdikleri fikir, uygulama ve projelerin birlikte gözden geçirilmesi için tanımlanmış süreçler ve metodolojik araçlar geliştirilmiştir.

Bu projeler, çocuklara nitelikli bir içerik, doğru ve etkin bir yöntemle ulaşıldığı ve iletişim kurulduğunda, kendilerini ifade edecekleri doğru ortam ve fırsatlar oluşturulduğunda, yaşadıkları kent ile ilgili güçlü gözlem ve değerlendirmelerinin, sorunlara yönelik yaratıcı ve etkin çözüm önerilerinin olduğunu, bunları net ve şeffaf biçimde iletebildiklerini, istek ve talepleri konusunda ısrarcı olduklarını, özetle “nitelikli” bir paydaş olabildiklerini somut olarak ortaya koymaktadır. “Katılım Merdiveni” metaforu ile ifade edilirse bu projeler içerik, yaklaşım, yapılandırma ve uygulamasıyla çocukların katılım merdiveninin üst basamaklarına doğru “tırmandıkları”, gerçek ve etkin bir katılım pratiği deneyimledikleri kapsamlı bir model ortaya koymuş odu.  “Çocukları kent politikalarında nasıl daha görünür hale getirebiliriz?” sorusuna güçlü bir yanıt verilmiş oldu.

Proje ile ilgili detaylı bilgilere ve proje raporlarına www.cocukistanbul.org ve www.istanbulkentkonseyi.org.tr adreslerinden ulaşılabilir.

Çocuklarla birlikte çalışırken, kentin inşası sürecinde “kentin en küçük hemşerileri” olarak yer almaya ne kadar istekli ve hazır olduklarını net bir şekilde gördük. Onların katılım konusundaki bu motivasyonları üzerinden yerel yönetimlerin de üzerinde düşünmeye değer bazı sorular olduğunu düşünüyoruz;

  • Karar alma süreçleri çocukların görüşlerinin dikkate alınmasına olanak veriyor mu?
  • Çocukların görüşlerinin bu süreçler içinde belli bir ağırlığı olabilir mi?
  • Çocukların karar alma süreçlerine katılmalarına izin vermeye hazır mısınız?
  • Güç ve yetkilerinizin bir kısmını çocuklarla gerçekten paylaşmaya hazır mısınız?

Geniş ve nitelikli paydaş ve çocuk katılımı, içerik, yöntem ve uygulama metodu ile birer “ilk” olan bu projelerin  Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri düzeyinde çoğalmasına, çocuk katılımının sürekliliğini güvence altına alacak strateji ve mekanizmaların geliştirilmesine, yerel yönetimlerin çalışmalarında özellikle “bir paydaş” olarak çocukların nitelikli ve aktif katılımının sağlanmasına, gerçek ve etkin bir “katılımcı demokrasinin” hayata geçirilmesine güçlü bir referans, bir yol gösteren olmasını diliyoruz.

*Projeye katılan çocukların ifadelerinden alınmıştır.

Bu yazı, Kent dergisinin Mayıs-Ağustos 2023 tarihli onbirinci sayısında yayımlanmıştır.

Derginin tamamını MBB Kültür Yayınları sitesinden buraya tıklayarak indirebilirsiniz.