10.09.2019

Uygulama Sonuçlarıyla Yeni Büyükşehir Belediye Modeli Kitabı Çıktı

Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları’ndan çıkan ve altı bölümden oluşan, “Uygulama Sonuçlarıyla Yeni Büyükşehir Belediye Modeli: Tekirdağ Örneği” adlı kitap; yöneticilerin, politikacıların, öğrencilerin, bilim insanlarının ve değişen yeni sistemin doğrudan doğruya etkilediği yurttaşların yararlanabilecekleri bilgileri içermektedir.

2014 Yerel Yönetim Seçimleri sonrasında yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa ile daha önce 16 olan büyükşehir belediye sayısı önce 29’a, sonra da, 2013’de 6447 sayılı Yasa ile 30’a yükseldi. Büyükşehir olan illerde il özel yönetimlerinin ve köylerin tüzel kişilikleri kaldırılmış ve köyler mahalle statüsü ile belediyelere bağlanmıştır. Bu düzenleme sonucunda yönetsel, siyasal ve akçal açılardan önemli ölçüde değişikliklere uğrayan büyükşehir belediye sistemi, önemli birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir. En temel sorunlardan bir tanesi ölçekle ilgilidir. Temel kentsel hizmetleri geniş bir coğrafi alana eşit ve adil bir biçimde sunmak zorunda olan büyükşehir ve ilçe belediyelerinin gelirlerindeki artış ile hizmet alanının genişlemesi orantısal olmamıştır. Diğer yandan, yeni sistemde kentsel hizmetlerin sunumu farklı basamaklardaki yönetimler arasında yetki ve kaynak kullanımını tartışmalı duruma getirmiştir. Hangi hizmetin hangi yönetim basamağı tarafından görüleceği bu tartışmanın odak noktasıdır. Bir yandan merkezi idare ile büyükşehir belediyeleri, diğer yandan büyükşehirler ile ilçe belediyeleri arasında yetki ve görev çatışması etkinlik ve verimlilik sorununu daha da artırmaktadır. 

6360 sayılı Yasa ile başlayan diğer bir tartışma ise köylerin durumuyla ilgilidir. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, yaklaşık 16 bin köyün tüzel kişiliği kaldırılmış ve bu köyler kentin bir parçası olan mahalleye dönüştürülmüştür. Eskiden köy olup mahalleye dönüştürülmüş olan bu kentsel alanlarda vatandaşlar vergi ve benzeri birtakım yükümlülüklerle karşı karşıya kalmışlardır. Oysa sosyolojik olarak hala köy olan bu yerleşim birimlerine getirilen kentsel nitelikli akçal yükümlülükler bu alanlar için eşitsizlik yaratmaktadır. Üstelik bu düzenleme köy yönetimlerinin oluşumundaki yaklaşık yüzyıllık demokrasi ve katılım geleneğini de ortadan kaldıran bir sonuç yaratmıştır.

Bu kitapta, büyükşehir belediyelerinin akçal yapısı içinde gelir ve gider ilişkiler ortaya konmakta; gelirler içerisinde öz gelirler ile merkezden aktarılan gelirler arasında ayrıntılı bir karşılaştırma yapmaktadır. Bu bağlamda akçal denkleştirme, okuyucuya akçal özerklik bağlamında aktarılmaktadır. Katılım ve temsil boyutuysa, büyükşehir belediye sisteminin farklı bir sorununu oluşturmaktadır. Çalışmada büyükşehir belediyelerinde hizmet alanının genişlemesi sonucunda katılım şansının azaldığı ve temsil konusunda da adaletsizliğin artığı belirtilmiş olup katılım ve temsil sorunları, gerçekleştirilen anketler yoluyla son derece yetkin bir biçimde ele alınmıştır. Bu bağlamda, kitap okuyucuya büyükşehir belediye sisteminin yeni halini çok açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Titizlikle elde edilen verilerin ışığında ortaya konulan bu kitap gerçekçi değerlendirme ve önerileriyle alana önemli katkı yapacak niteliktedir.