Tüm Çocuklara Dost Bir Şehir İçin Buluştular
Marmara Belediyeler Birliği tarafından “Göçmen Çocuk ve Şehir” temasıyla organize edilen “2. Uluslararası Çocukların Şehir Kongresi”ne Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliği yaptı. Tüm dünyayı yakından ilgilendiren göçmen çocuk konusuna, yerel yönetimlerin, uzmanların ve akademisyenlerin çözüm önerileri üretmeyi amaçladığı 2. Uluslararası Çocukların Şehir Kongresi’nin açılış etkinlikleri Çocuk Köyü’nde gerçekleştirildi.
2. Uluslararası Çocukların Şehir Kongresi programına; Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan, Orhangazi Belediye Başkanı Neşet Çağlayan, Mustafa Kemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, Altıeylül Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu, Kepsut Belediye Başkanı İsmail Cankul, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Osman Yenidoğan, UNICEF yetkilileri, daire başkanları, bürokratlar ve öğrenciler katıldı. Kongre kapsamında çocuklar hem eğlendiler, hem de çalıştaylarda hayallerindeki şehri göçmen çocuklarla birlikte anlattılar.
BAŞKANLAR ÇOCUK OYUNLARI OYNADI
Çocuk Köyü’nün önünde oluşturulan oyun alanlarını ziyaret eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ve katılımcılar, klasik çocuk oyunları olarak adlandırılan sek sek (kaydırak) , yakan top, mendil kapmaca, dokuz kiremit, halat çekme oyun alanlarını ziyaret etti. Belediye başkanlarının çocuk oyunlarına katılması renkli görüntülerin ortaya çıkardı. Açılış konuşmalarıyla devam eden 2. Uluslararası Çocukların Şehir Kongresi’nde Somalili öğrenci Abdi Ali Abdi ve Melis Çavuş konuşma yapıp kardeşlik mesajları verdiler.
“GÖÇMENLERİ KENDİ KARDEŞLERİMİZ GİBİ GÖRÜYORUZ”
Göçmen çocukların sorunlarının ele alındığı 2. Uluslararası Çocukların Şehir Kongresi’ne ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, “Bildiğimiz gibi tarih boyunca farklı nedenlerle insanlar kendi topraklarından başka coğrafyalara göç etmek zorunda kalmışlardır. Evet, ''Göç'' hayatın bir gerçeği. Hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir konu belki de. Ülkemiz özellikle son yıllarda stratejik konumu nedeniyle göç hareketlerini yoğun bir şekilde yaşandığı bir ülke konumunda. Biz göç meselesini tanımlarken göçün nedenlerini iyi analiz etmeyi, aynı zamanda insani ve İslami bir perspektiften olaylara yaklaşmayı yeğliyoruz. Esasen Ensar olmayı bu işin odak noktası olarak belirlemiş durumdayız. Bu minvalde ülkemizde misafir ettiğimiz her kardeşimize hoşgörü ve anlayışla bakıyoruz. Bu bağlamda göç teması ile ilgili yeme, içme, barınma, temizlik gibi temel ihtiyaçlar önemli ölçüde çözülürken konu sadece bunlarla sınırlı kalmamaktadır. Bu nedenle Göçün getirdiği zorlukları tanımlamak, bu durumu anlamaya çalışmak ve gerekeni yapma duyarlılığı içerisinde olmak hepimizin görevidir. Gençlerimizin akranları arasındaki Sosyal kabulü, tüm diğer yaşıtları gibi eğitim, sağlık ve sosyal alanda eşit haklara sahip olması, göçmen çocuklarımızın kendi inanç ve kültürlerine göstereceğimiz saygı ve duygusal destek bizim en temel sorumluluğumuz olsa gerek. Toplum olarak bize düşen göçmen kardeşlerimizle diyalogumuzun güçlendirilmesi ve iletişim kanallarının açık bulundurulmasıdır. Hiç bir göçmen kardeşimize ayrımcı bir anlayışla yaklaşmadan onları kendi kardeşlerimiz olarak görüp onlara değer vermemiz gerekiyor” dedi.
“GÖÇMEN ÇOCUKLARI İÇİN HER PROJEDE YER ALMAYA HAZIRIZ “
Göçmen çocukların ruhlarında en küçük bir incinme olmadan geleceğe umutla bakmalarını isteyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, bu coğrafyada kardeşlik bağları ve tarihsel birlikteliğin doğrultusunda üzerlerine yüklediği sorumluluğun farkında olduklarını söyledi. Göç problemi karşısında dünya ülkelerinin sorumluluk almaktan kaçındığını ancak Türkiye’nin çözüm odaklı ve inisiyatif aldığını belirten Başkan Uğur, “Bu gerçekle beraber ''Göç Teması'' hazırlıksız olunduğunda ve doğru yönetilemediğinde önemli bir sorun. Ve BM Verileri gösteriyor ki, her gün ortalama 42.500 kişi evini terk ediyor. Bu veri GÖÇ konusunun devam eden ve küçümsenmeyecek bir mesele olduğunu ortaya koyuyor. Zaten evlerini, yurtlarını, dostlarını kaybeden veya vatanını terk ederek yabancı coğrafyalara göç eden masum çocuklarımızın yeni travmalar yaşamasının önüne geçilmesi gerekiyor. Biz diyoruz ki ''Başkalarının yaşadığı acıları yaşamadan da o insanları anlayabilmemiz lazım. Nasıl Almanya'ya, Hollanda'ya, Belçika'ya bizim işçilerimiz gittiyse, neleri yaşadıysa bugün çeşitli nedenlerle değişik ülkelere göç etmiş insanlar nedenleri ve şekli farklı olsa da benzer problemler yaşamaktadır. Bu nedenle Göçmen Çocuklarımızın Türkçemizi öğrenmesi için İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile koordinasyon halinde dil kurslarını açmak için her türlü desteği vermeye hazırız. Göçmen çocuklarımızın şehre uyumu ile ilgili hazırlanan her türlü projede rol almaya hazırız” dedi.