Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Kapsamında Su Yönetimi
Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Çevre Yönetimi Koordinatörlüğü bünyesinde; atık yönetimi, su yönetimi, enerji verimliliği ve iklim değişikliği konularında fikir alışverişinde bulunmak, iyi uygulama örneklerini paylaşmak ve karşılaşılan güçlüklere yönelik çözüm önerileri geliştirmek üzere düzenlenen “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Kapsamında Su Yönetimi” adlı seminer programı 26 Şubat 2020, Çarşamba günü MBB Hızır Bey Çelebi Salonu’nda gerçekleşti.
Marmara Belediyeler Birliği Çevre Yönetimi Koordinatörlüğü moderasyonunda gerçekleşen seminere, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Araştırma ve Değerlendirme Daire Başkanı Yusuf Başaran, Dünya Su Konseyi Yön. Kur. Üyesi ve AKATED Yön. Kur. Başkanı Yasin Torun, AKATED Yön. Kur. Üyesi Mehmet Sertçelik, Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü İSU Tesisler Dairesi Başkanı Ünal Bostan, Konya Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Bilgehan Nas, WWF Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Eren Atak, H&M Avrupa Bölgesi Çevre Programları Sorumlusu İpek Kurtoğlu, Yeşil OSB Proje Yöneticisi Kemal Demirkol konuşmacı olarak katılım gösterdi.
TÜRKİYE’NİN YÜZDE 50’Sİ HASSAS ALAN İLAN EDİLDİ
Dünyada 884 milyon insanın güvenli suya erişemediğini, 2.6 milyar insanın ise temel sağlık hizmetlerine erişimi olmadığının altını çizen Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Araştırma ve Değerlendirme Daire Başkanı Yusuf Başaran, “Gelişmekte olan ülkelerde, hastalıkların yüzde 80’i kirli içme suyundan kaynaklanıyor. BM’nin kalkınma hedeflerinde yer alan 17 gündem maddesi içerisinde Hedef 6, herkes için erişilebilir suyu konu ediniyor. 2030’a kadar herkes için içme suyunun güvenilir ve ekonomik olmasının evrensel ve adil bir şekilde sağlanması gündemde. Yine bu kapsamda 2030’a kadar bütün sektörlerde su kullanım etkinliğinin büyük ölçüde artırılması ve su kıtlığı sorunlarını çözmek için tatlı su çekimlerinde ve temininde sürdürülebilirliğin sağlanması söz konusu. Ülkemizde mevcut su yönetiminin genel sorunlarının başında su yönetiminde çok başlılık ve koordinasyon eksikliği ile idari sınırlara bağımlı yaklaşım olduğu vurgulandı.
“HER GÜN KİŞİ BAŞI 77 LİTRE SUYU KAÇAK OLARAK KAYBEDİYORUZ”
Dünya Su Konseyi Yön. Kur. Üyesi Yasin Torun şunları söyledi: “Dünya su kaybının yıllık en büyük maliyeti 8 milyar m3 ile Latin Amerika ve Karayipler de gerçekleşiyor. Bu veriler nüfus yoğunluğuna göre artış ve azalış gösteriyor. Bunun anlamı şu; küresel ölçekte su şebekelerinde kayıp ve kaçak miktarı 126 milyar m3/yıl yani günlük kişi başı 77 litredir.”
Su kayıplarını, ar-ge ve teknolojik yatırımlarla azaltarak, takip edebildiklerinin altını çizen AKATED Yön. Kur. Üyesi Mehmet Sertçelik, “Su kayıpları dediğimiz zaman fiziki ve idari kayıp olarak ikiye ayırmamız gerekir. Ülkemizde su kaybı yüzde 51 oranındadır. Biz bu verileri SCADA sistemi ile elde ediyor ve tutabiliyoruz. Elde edilen verilere göre su kayıplarının en büyük çarpanı şebekedeki basınçtır. Eskiyen borular, hatalı işçilik vb. teknik sorunlar kayıpların oranını artırıyor. Kısacası yüksek basınç şebekeyi zorluyor. Su, depodan çıktıktan sonra şebekeyi yönetilebilir hale getirmek zorundayız” diye ifade etti.
“SANAYİYE VERİLEN SU MİKTARININ % 34’ÜNÜ GERİ KAZANIMDAN SAĞLIYORUZ”
Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü İSU Tesisler Dairesi Başkanı Ünal Bostan, “Kocaeli hızla büyüyen ve göç alan bir şehir. Suyu temin ve deşarj etmenin zor olduğu ve 3505 km2 alana sahip bu şehrin nüfusu 1.953.035. Abone sayısı artış hızı yüzde 3-4, buna bağlı olarak temin artış hızımız ise yüzde 1 civarında. Bu şehirde temin edilen suyun kayıp kaçak ile mücadelesi çok yoğun. Tahakkuk ettiğimiz su miktarında ise yine nüfus artış oranının yansımasını görüyoruz. 13 adet içme suyu arıtma tesisimiz var ve yüzde 70 oranında Yuvacık barajından besleniyoruz. Sanayiye verilen su miktarının % 34’ünü ise geri kazanım suyundan sağlıyoruz. Yapılan yatırımlar sonrasında 330 noktada online içme suyu denetimi hizmeti veriyoruz. 21 içme suyu deposu, 106 içme suyu terfi merkezi, 11 içme suyu arıtma merkezimiz var. Hayata geçirdiğimiz KATİS (Koaceli Atıksu Transfer İzleme Sistemi) Projesi ile Kocaeli genelindeki evsel ve/veya endüstriyel atıksu taşıyan bütün araçlar kontrol altına alınmış olunacak. Böylelikle, kanalizasyon hatlarına, derelere ve çevreye atıksular atılmayacak; insan ile çevre sağlığı korunarak bütüncül ve önleyici bir çevre yönetimi uygulanacak.” dedi.
ATIL DURUMDAKİ ARITMA TESİSLERİ TESPİT EDİLDİ
Konya Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Bilgehan Nas, TÜRAAT projesi kapsamında yapılan çalışmalar ile proje çıktılarını sunumunda anlattı. Ülke genelindeki 1127 adet evsel/kentsel atıksu arıtma tesisinin ziyaret edilerek, bu tesislerin türleri ile mevcut durumlarının, tesislerin sorunlarının ve bu sorunların çözümü için gerekli yatırım maliyetlerinin de projede belirlendiğini söyledi.
Prof. Dr. Bilgehan Nas, “Su kaynaklarımızın ve sucul hayatın korunması için çok önemli olan bu projeyi 1 yılda 80 bin kilometreden fazla yol kat edilerek tüm ülke genelinde 81 ilde gerçekleştirdik. Çok yüksek yatırım maliyetleri ile yapılan atıksu arıtma tesislerinde ilk defa bu ölçekte ve kapsamda bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Tesislerin projesi, arıtma verimi, işletme personeli durumu, yatırım ihtiyaçları, inşaat kalitesi, mekanik ekipmanları ve işletme sorunları değerlendirildi. Proje için özel bir yazılım geliştirildi ve tüm veriler, bilgi akışı ve raporlamalar yazılım üzerinden gerçekleştirildi” diye konuştu. Nas son olarak atıksu arıtma tesislerindeki problemlerin başında personel yetkinliği olduğunu ifade ederek bu konuda teorik ve uygulamalı eğitimlere ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
SON 50 YILDA TÜRKİYE’DE 3 VAN GÖLÜ BÜYÜKLÜĞÜNDE SULAK ALAN YOK OLDU
WWF Türkiye Doğa Koruma Yönetmeni Eren Atak sulak alanların canlılık için ne anlama geldiğine değindiği konuşmasında “Tropikal ormanlarla birlikte yeryüzünün en fazla biyolojik üretim yapan ekosistemleri olan sulak alanlar, yüksek karbon depolama özellikleriyle iklimin düzenlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Ancak sulak alanlar, özellikle de kıyı sulak alanları iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ekosistemlerin başında geliyor” diyerek bu konuda tüm faaliyetlerin kamu kurumlarından beklenmemesi gerektiği prensibiyle özel sektör ile geliştirdikleri projelerden bahsetti.
SU KRİZİ VE EKONOMİ
H&M Avrupa Bölgesi Çevre Programları Sorumlusu İpek Kurtoğlu, “Su sorunu sosyal, ekonomik ve çevresel alanlarda kendini giderek daha fazla hissettiriyor. Dünya Ekonomik Forumu için 2014 yılında hazırlanan Risk Raporu’na göre su kıtlığı, dünyadaki en önemli üç risk arasında yer alıyor. Bu durum, yalnızca su sıkıntısı çekilen havzaları değil, birçok üretim sürecini de etkiliyor” diyerek WWF ile birlikte geliştirdikleri yeni su stratejisiyle üretici ve tüketicileri bilgilendirmeyi amaçlayan projelerinden bahsetti.
YEŞİL REKABETÇİLİĞİ ARTIRMAK
Yeşil OSB Proje Yöneticisi Kemal Demirkol, “T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (BSTB) Dünya Bankası Grubu'nun desteğiyle organize sanayi bölgelerinde (OSB) yeşil rekabetçiliği artırmak için bir program geliştirmekteyiz. Program kapsamında Türkiye'de Yeşil OSB'lere geçiş için ulusal bir çerçeve belirlenmesi ve OSB’lere özgü ayrıntılı eylem planlarının oluşturulması hedeflenmekte. Bu amaçla İzmir Atatürk OSB’nin de aralarında yer aldığı dört OSB ile kaynak verimliliği ve yeşil alt yapı konularında uygun eylem planlarını tanımlamak için merkezi atık su arıtma tesisleri, gelişmiş su döngüselliği, endüstriyel simbiyoz gibi bir dizi yeşil üretim uygulaması yoluyla tespitler yapılacaktır.” diye ifade etti.