25.10.2017

Sahaflık ve Sahaflar Konuşuldu

Marmara Belediyeler Birliği, Kebikeç Seminerlerine Sahaflık ve Sahaflar konusu ile devam etti. Seminer, konuşmacı Emin Nedret İşli ile 25 Ekim 2017 Çarşamba günü MBB Hızır Bey Çelebi Salonu’nda gerçekleştirildi.

Kütüphane ve kitap ilgililerinin ufkunu açıcı ve bilgilendirici Sahaflık ve Sahaflar başlıklı söyleşide konuşan Emin Nedret İşli, sahaflığın tarihini işlerken eski sahaflar ile yeni sahaflar arasındaki farklardan bahsetti.

Büyük İstanbul Depremi Sahafları Etkiledi
Eski ustalardan edindiği bilgileri paylaşarak başlayan İşli “İstanbul’un fethinden sonra Kapalı Çarşı’da sahafların oluştuğunu görüyoruz. 16. ve 17. yüzyıllardan bu yana Kapalı Çarşı’nın içinde bir bölümde yer alıyorlardı. 1970’lerde hatırladığım kadarıyla Kapalı Çarşı’nın içinde Sahaflar Sokak vardı. İsmi var ama içine terlikçiler, hediyelik eşyacılar yerleşmiş durumdaydı. 1894 yılında gerçekleşen Büyük İstanbul Depremi’nde Kapalı Çarşı büyük hasar gördü. Dolayısıyla Kapalı Çarşı zarar görünce Sahaflar da zarar görmüş oldu. Depremden zarar gören sahaflar Beyazıt Camii ile Kapalı Çarşı arasında bulunan Hakkaklar Çarşısı’na yerleştiler. 1894 – 1950 yılları arasında ufak tefek ahşaptan, damı akan, mangalla ısınılan barakalar ve dükkanlardan oluşan küçük bir çarşıydı” şeklinde sahaflığın zor olduğu dönemlere dikkat çekti.

Sahaflık Demek Eski Kitapçılık Demek
Sahafların eski yazıları bilmeleri gerektiğinden bahseden İşli “Sahaflık demek eski kitapçılık demek. Mesele, yazma eserler; mesele, nadir eserlerdi. Yabancı kitaplar sahaflara hiç girmezdi. Yeni kitaplardan da bir iki tane bulunabildiği bir yerdi. Yeni ve yabancı eserler genelde Beyoğlu sahaflarında bulunuyordu. Çünkü Beyoğlu’ndaki esnafın çoğu ya Batılılardan ya da gayrimüslimlerden oluşuyordu. Beyoğlu’nda yaşayan bir gayrimüslimin el yazması bulabilmesi için Sahaflar Çarşısı’na gelmesi gerekirdi” dedi.

Sahaflar Çarşısı Bugün Sadece Adıyla Var
1950 yılında Sahaflar Çarşısı’nda çıkan yangınla çarşının kaderinin değiştiğini belirten İşli “Yangında 15-20 tane sahaf bir saat içerisinde yanmış. Eskiyle irtibatını koparmak istemeyen Fahrettin Kerim Gökay, önce sahafları caminin iç avlusunda küçük küçük barakalara taşıyor. Bir sene kadar buradan ticaret yapmalarına izin veriliyor. 1952 yılında hasar gören ve şu anda hala kullanılan sahafların olduğu binalar inşa ediliyor” dedi ve ekledi;
“Sahaflar Çarşısı bugün sadece adıyla var. İçerisinde 2-3 tane düzgün sahaf varsa geri kalanı okul kitabı satıyor. Sahaflığın anlamı değişiyor. Burada kütüphanecilerle sahafların ortak çalışması ve bu sahaflık bilincinin oluşturulması önem arz ediyor.”

En Büyük Kitaplığa Sahip İsimler
Dolmabahçe Sarayı’nın içerisinde bulunan son halife Abdülmecid’in kütüphanesine de değinen İşli “Dolmabahçe Sarayı’nda gezinirken Abdülmecid’in kütüphanesini görmek mümkün ancak kitapların oradan acilen çıkartılması gerekiyor. Kitaplara yıllarını vermiş biri olarak söylüyorum; orası kışın rutubet oluyor, yazınsa güneş vuruyor. Bir de çok fazla kitap olduğu için de sıkıştırılmış şekilde duruyor” diyerek önlem alınması gerektiğini belirtti.

Konuşmasında İstanbul’un o zamanki en büyük kitaplığına sahip olan şu isimleri sıraladı;
1- Abdülmecid Efendi
2- Fuad Köprülü
3- İbnülemin M. K. İnal
4- Robert Anhegger
5- Ömer Koç

Emin Nedret İşli, Sahaflık ve Sahaflar konuşmasının sonunda katılımcıların sorularını yanıtladı.