Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu Ankara’da Toplandı
2021 yılında Marmara Denizi'nde yaşanan aşırı müsilaj olayının ardından Marmara Denizi Eylem Planı'nda ve 13 Haziran 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'nde bilimsel tavsiyeler sunmak amacıyla Marmara Belediyeler Birliği bünyesinde bilim ve teknik kurulun kurulması öngörülmüştür. 23 Haziran 2021 tarihinde Marmara Belediyeler Birliği Encümen kararıyla Marmara Denizi Bilim ve Teknik Kurulu oluşturulmuş ve kamuoyuna duyurulmuştur. Kurulduğundan bu yana çeşitli çalışmalar yürüten kurul, Marmara Denizi ile ilgili güncel konuları değerlendirmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının daveti ve ev sahipliğinde bir araya geldi.
Bilim ve Teknik Kurul Üyelerinin yanı sıra TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Orhan Aydın, Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. M. Cemil Arslan ve Çevre Yönetimi Koordinatörü Dr. Ahmet Cihat Kahraman'ın da katıldığı toplantının açılış konuşmasını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank gerçekleştirdi. Bilim ve Teknik Kurulun, Marmara Denizi ile ilgili atılan ve atılacak adımlarda ne kadar önemli olduğuna vurgu yapan Varank, Eylem Planı’ndaki 22 maddeden 19’unda tam başarı sağlandığını geriye kalan 3 madde de ise çalışmaların devam ettiğinin altını çizdi.
Marmara Denizi’ne Yönelik İlerlemeler ve Zorluklar
Marmara Bölgesi Havzası içerisindeki tüm kentsel atıksu arıtma tesislerinin ileri biyolojik arıtma prosesine geçmesi konusunda çok sınırlı bir ilerleme kaydedildiğini ifade eden Varank, kamu-özel iş birliği düzenlemesinde hazırlanan taslak yönetmeliğe ilişkin ilgili kurumların görüşlerini alma aşamasında olduklarına değindi. Ayrıca noktasal kaynaklar kadar özellikle tarımsal aktivitelerin bir sonucu olarak Marmara Denizi’yle buluşan yayılı kirliliğin de en az noktasal kaynaklar kadar önemli olduğu belirtildi.
Bilimsel Veriler ve Projeler
Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Plan’daki gelişmeleri ve mevcut duruma ilişkin güncel verileri paylaşan Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, Mudanya ve Erdek’te Marmara Denizi su kolonunda kaydedilen müsilaj görüntülerini paylaşarak bir an önce ileri biyolojik arıtmadan başka bir seçeneğimizin olmadığı kabulüyle hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Bunun için Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan tüm il ve büyükşehir belediyeleri ile görüşmeleri sürdürdüklerini ifade eden Turan, yer tahsisi, kamulaştırma ve finansman gibi temel sorunlara dikkat çekerek öz kaynakların yanı sıra bazı uluslararası kaynaklardan uygun yöntemlerle istifade edilebileceğini de sözlerine ekledi.
Bilimsel Sunumlar ve Öneriler
Bilim ve Teknik Kurul toplantısında bilimsel verilen ışığında Marmara Denizi’nin mevcut durumu TÜBİTAK MAM Başkanı Prof. Dr. Burcu Özsoy ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu’nun DEN-İZ ve MARMOD Projelerine ilişkin çıktılarına dayanan sunumu ile toplantı katılımcılarına aktarıldı. Her iki projede elde edilen nesnel çıktılara göre Marmara Denizi’nin sürdürülebilir çevre yönetimi için en elzem aksiyonların noktasal kirlilik ve yayılı kirlilik kaynaklarının durdurulması olduğu vurgulanarak Marmara Denizi’nin asıl sorununun oksijensizlik olduğu dile getirildi. Bununla birlikte Marmara Denizi’ne artık ölmüş bir denizmiş gibi yaklaşılmasının doğru olmadığı, etkili ve somut adımların kararlılıkla hayata geçirilmesiyle 6-8 yıl içerisinde hatırı sayılır bir oksijen seviyesine ulaşılabileceği aktarıldı.
Aşırı Avcılık ve Biyoçeşitlilik
Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ahsen Yüksek yaptığı sunumda aşırı avcılık faaliyetlerinin, kirlilik baskısını tamamlayıcı bir rol üstlendiğini ve sürdürülebilir bir su ürünleri politikası ile Marmara Denizi’nin biyoçeşitliliğinin dengeye kavuşması gerektiğine işaret etti. Marmara Denizi’nde aşırı avcılığın jelimsi canlıların dramatik artışına neden olduğu ve bunun da müsilaj oluşumunda önemli bir etken olduğunu vurgulayan Yüksek, bu önlemlerin alınmaması halinde balıkçılığı daha zor günlerin bekleyeceğinin altını çizdi. Bir diğer Kurul Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ ise bakteriyolojik yöntemlerle müsilaj gibi aşırı planktonik vakalara müdahale edilebildiğini ancak bunun tüm Marmara Denizi’nde uygulanabilirliği üzerinde daha fazla çalışılması gerektiğinin altını çizdi. Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşegül Akpınar tarafından yapılan sunumda Marmara Denizi ile buluşan dereler ve akarsular üzerine kurulan doğal sistemler ile fitoremediasyon yöntemler üzerinde durarak yayılı kirliliğin Marmara Denizi’ne ulaşmasını engelleyecek opsiyonları ele aldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank, bilim insanlarının önerdiği yöntem ve yaklaşımları titizlikle not ettiğini ifade ederek daha sık aralıklarla bu istişare ortamının hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.