23.11.2020

Risk Yönetişimi İçin Yeni Bir Kılavuz: Dayanıklı Kent İçin Bütüncül Sosyal Hizmet Yönetişim Modeli

Salgınlara ve olası risklere karşı kentlerin sosyal açıdan dayanıklılığının artırılmasına katkı sunmak amacıyla geliştirilen “Dayanıklı Kent için Bütüncül Sosyal Hizmet Yönetişim Modeli” OECD Şok Sonrası Yönetim etkinlikleri kapsamında tanıtıldı. Maltepe Belediyesi ve Sultanbeyli Belediyesinde yapılan saha araştırmalarının sonuçları ve dünyadaki örnek uygulamalar değerlendirilerek hazırlanan modelin küresel ölçekte diğer kentlere örnek olması hedefleniyor.

Argüden Yönetişim Akademisi, Sultanbeyli Belediyesi ve Maltepe Belediyesi işbirliğiyle ve Marmara Belediyeler Birliğinin katkısıyla geliştirilen model, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’na (OECD) bağlı Kamu Sektöründe İnovasyon Gözlemevi (OPSI) tarafından 17-18 Kasım 2020 tarihleri arasında düzenlenen “Şok Sonrası Yönetim” etkinliği kapsamında gerçekleştirilen bir online panelde tanıtıldı.  Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri M. Cemil Arslan’ın yönettiği oturumda Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin ile Maltepe Belediye Başkan Yardımcısı Salih Kara açılış konuşmalarını yaparken Sultanbeyli Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürü Mehmet Aktaş, Maltepe Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürü Bahadır Keşan, Argüden Yönetişim Akademisi Akademik Kurul Üyesi Erkin Erimez ve Argüden Yönetişim Akademisi Yerel Yönetişim Uzmanı İnan İzci panelist olarak yer aldı.

“Birimler arası koordinasyonun önemini bir kez daha anlamış olduk”

Açılış konuşmasında Hüseyin Keskin, COVID-19 salgınının iş piyasasını ve kurumları beklenmedik bir şekilde etkilediğini vurgulayarak “Vatandaşla yakın temas halinde bulunan kurumlar olarak belediyelerin kapasite ve kabiliyetlerini bu tip kriz süreçlerine adapte edebilmelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.” dedi. Keskin, Sultanbeyli Belediyesi olarak sürece kolayca adapte olmaya çalıştıklarını ve hızlıca eylem adımlarını belirlediklerini belirtti. Kriz anlarında birimler arası koordinasyon eksikliğinin önemli bir sorun olduğunun altını çizen Keskin, “ Her müdürlük kendisini bir kalem olarak değerlendiriyor ve kendi alanına kimseyi sokmamaya çalışıyor. Bu da ciddi bir sıkıntı yaratıyor.” dedi. Keskin, koordinasyon sorununu önlemek adına personellerin kabiliyetleri göz önüne alınarak birimler arası personel değişimi yoluna gittiklerini belirtti ve “Böyle zamanlarda arkadaşlarımızın farklı birimlerde görevlendirilmesi aslında o kalelerin yıkılmasına sebep oluyor.” diye ekledi. Keskin, ayrıca Sultanbeyli Belediyesinin COVID-19 süresince vatandaşlar için yapılan çalışmalara da değindi.

Salik Kara, COVID-19 sürecinde vatandaşların endişe ve beklentilerinin yönünün değiştiğini vurgulayarak bu durumun Maltepe Belediyesinin çalışma alanlarının da değişiklik göstermesine sebep olduğunu belirtti. Sürdürülebilir kent dayanıklılığını sağlamak için COVID-19 pandemi sürecinin önemli bir fırsat olduğunun altını çizen Kara, “Zorlanmalarımız oldu, fakat bundan sonra neler yapabileceğimiz konusunda deneyimimiz de oldu. Bu süreçte biz rutin belediyecilik faaliyetlerinde yapmadığımız işleri de yaptık.” diye ifade etti. Kara ayrıca kriz durumlarında halkı bilgilendirmenin ve aydınlatmanın öneminin de altını çizdi.

“COVID-19 salgınında risk yönetişimi, planlama ve icra önem kazandı”

Panelin ilk konuşmasını yapan İnan İzci, COVID-19’un doğal afet niteliği taşımasa da ondan çok daha güçlü bir etkiye sahip olduğunu vurguladı. İzci, “COVID-19 sürecinde belediyeler, dezavantajlı gruplar başta olmak üzere tüm vatandaşlar için ilk başvuru mercii oldu ve risk yönetişiminin önemi bir kez daha anlaşıldı. COVID-19 salgını sürecinde planlama ve icra ihtiyacı önem kazandı. Argüden Yönetişim Akademisi, Maltepe Belediyesi ve Sultanbeyli Belediyesi işbirliğinde, tüm bu boyutları ve ihtiyaçları iyi yönetişim bakış açısıyla değerlendirdik ve Dayanıklı Kentler için Bütüncül Sosyal Hizmet Yönetişim Modeli’ni geliştirdik.” dedi.

Erkin Erimez, kurumların COVID-19 krizine hazırlıksız yakalandığını vurguladı ve “Kamu yönetimi açısından baktığımız zaman krize hazırlık aslında krizi yönetmek kadar zor. Çünkü siz krize hazırlandığınız zaman elinizdeki kaynağı aslında ileride bilmediğiniz bir zamanda gerçekleşecek olan bir konu için harcıyorsunuz. Bu da bugünkü birtakım faaliyetler yerine geleceğe yatırım yapmak anlamına geliyor. Bu sebeple bu durumu çok iyi anlatmanız gerekiyor.” diye ekledi. Erimez, konuşmasında modeli hazırlama süresince yaptıkları çalışmalara ve inceledikleri raporlara da değindi.

“Veri olduğunda süreci anlamlı yürütmek mümkün”

Mehmet Aktaş, COVID-19 sürecinde şeffaflık, katılımcılık ve kapsayıcılık gibi bazı kavramların öneminin tekrar ortaya çıktığının altını çizdi. Veriye sahip olmanın süreci daha iyi yönetmede kritik olduğunu belirterek “Aslında veri varsa süreci anlamlı ve mantıklı bir şekilde yönetebiliyorsunuz. Veriniz yoksa çalakalem bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz.” dedi. Aktaş ayrıca model çalışmaları kapsamında yaptıkları saha araştırmaları ve kurum içi anket ve mülakat sonuçlarını da paylaştı.

Panelin son konuşmasını yapan Bahadır Keşan, Maltepe Belediyesi olarak salgının ilk günlerinde veri eksikliği sorunu yaşadıklarını belirterek bu durumun planlama yapma sürecini oldukça etkilediğini vurguladı. Bu deneyimden yola çıkarak model oluşturulurken veri üzerine gidilmesi gerektiği konusunda ortak bir kanıya varıldığını belirtti. Keşan, Maltepe Belediyesinde yapılan saha araştırmaları ve kurum içi anket ve mülakat sonuçlarını aktardı.

Dayanıklı Kent için Bütüncül Sosyal Hizmet Yönetişim Modeli’nin kitapçığına https://argudenacademy.org/docs/content/Dayanikli-Kent-icin-Butuncul-Sosyal-Hizmet-Yonetisimi.pdf üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.youtube.com/embed/MUAQY6WOndU

Diğer İçerikler Haberler